Gaziantep'te 1989 yılında kurulan Şölen Çikolata'nın direksiyonunda Elif Çoban var ve son yıllarda şirketi sürekli çift haneli büyüme rakamlarına imza atıyor.
Kadınlar tarafından yönetilen şirketlerin yüzde 30'lara varan oranlarda daha kârlı olduğunu konunun en uzman isminden dinledim geçen hafta. Dünya Bankası Grubu çatısı altında özel sektöre yoğunlaşan, 100'den fazla ülkede en önemli kalkınma sorunlarına çözüm üreten projelere bugüne kadar 22 milyar dolarlık finansman sağlayan IFC'nin Başkan Yardımcısı Dimitris Tsitsiragos söyledi.
Elif Çoban bunun en güzel örneğini veriyor Türkiye'de. Çikolata ve şekerleme sektörünün belki de en hedefe odaklı şirketlerinden biri Şölen. Öyle ki dünyada tek bir şirketin önemli bir markayla öne çıktığı çocuk kategorisine 15 yıl önce Ozmo markasıyla giriş yaptı. "Çocukların hayran olduğu bir karakter olmadan marka tutmaz" diyerek Disney ve Mattel'in ajansıyla çalıştı ve yarattığı karakterleri önce ihracat pazarlarında, ardından da Türkiye'de çocukların sevgilisi haline getirdi. 3 erkek kardeşinin de uyum içinde yönetimde yer aldığı ama direksiyonun Elif Çoban'a teslim edildiği Şölen Çikolata gerçekten de Harvard'da örnek vaka olacak kadar iyi bir başarı hikâyesine sahip. Elif Çoban'ın ince ince dokuduğu bir strateji var ve bu strateji günün sonunda hem şirketi her yıl yüzde 50 büyütüyor hem de pazarda rakipleri benzer ürünlerle arkasından sürüklüyor.
Şimdi tabii söz konusu çikolata ve şeker olunca tüm anneler gibi ben de sektöre mesafeli durmaya çalışıyorum. Ortadaki obezite her geçen gün hem Türkiye'de hem de diğer ülkelerde artıyor. Ama bu sektör dünyada 300 milyar dolarlık bir pazara dönüşmüş durumda. Türkiye'de ise 6.5 milyar doları geçen bir büyüklüğü var. Avrupalı yılda ortalama 7-12 kilo çikolata, şeker tüketirken Türkiye'de bu miktar 1.2 kilolar mertebesinde. Çocuklarımız uzak dursun desek de durmuyorlar, bizler için bile uzak durmak bazen çok zor olabiliyor.
O nedenle Çoban'ın "Renkli ürün yapsak pazar payımız anında yüzde 30 artardı ama yapmıyoruz" cümlesini önemsiyorum. Daha da önemlisi Elif Çoban, gıda güvenliği konusunda en hassas ülke olarak bilinen Japonya'yı takip ediyor ve Şölen, gıda teknolojisinde onları örnek alıyor. Öğreniyorum ki kısa süre önce katkı maddesi olmayan gıda ambalajı teknolojisini de getirmek için harekete geçmişler. Elif Çoban, "Gıdada olabilecek en iyi üretim teknolojisi neyse Türkiye'de onu yapma görevini üstlendik. Katkı maddesi içermeyen gıda saklama teknolojisi Japonya'da var ve biz de bu ambalajların üretimini yapacağız" diyor.