Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

Parlak gençlerimiz var ama İngilizce bilmiyorlar!

Önceki gün yaklaşık 6 saat Akbank Düşünce Kulübü'nün Harvard Üniversitesi'nde yaz okuluna gidecek 3 öğrenciyi belirlediği proje yarışmasında jüri üyesi olarak gençleri dinledim. 2 binin üzerinde başvuru olmuş ve 15 öğrenci finale kalmış.
Öncelikle şunu söylemeliyim. Gençler bir harika. Hepsi pırıl pırıl, çok güzel fikirlerle, projelerle geliyorlar bu tarz yarışmalara. Kendilerinden eminler ve eksiklikleri olsa da güzel sunum yapıyorlar.
Eminim Anadolu'daki üniversitelerde okuyan gençler de aynı mükemmellikte sunum yapabilir ve bu projelere katılabilirler ama öğreniyorum ki katılamıyorlar. Nedeni İngilizce. Yarışmanın şartlarından biri 3'ün üzerinde not ortalamasına sahip olmaksa, bir diğeri de iyi derecede İngilizce bilmek. Neticede projesi seçilen öğrenciler, Harvard Üniversitesi gibi Türkler arasında çok popüler olan bir üniversitenin yaz okulunda 2 ay boyunca ders alma şansına kavuşuyor. O yüzden İngilizce şart. Düşünce Kulübü'nün yöneticileriyle konuştuğumda bu nedenle Anadolu'dan yok denecek kadar az başvuru olduğunu öğreniyorum. Evet, hepimizin tahmin edeceği gibi projelerini dinlediğimiz öğrenciler, Bilkent, ODTÜ, İTÜ, Koç ve Sabancı ağırlıklıydı.
Çok değil birkaç hafta önce Boğaziçi Üniversitesi'nde öğrencilerle buluşan Intel Başkan Yardımcısı Ayşegül İldeniz'in söylediklerini hatırladım. California'da giyilebilir teknolojiler üzerine çalışan İldeniz önemli bir konuya dikkat çekmişti: "Bizim gençliğimiz Ortadoğu, Çin, ABD'deki gençlerden çok da farklı değil. Gençliğin belirgin bir kültürü var. Bu gençlerin teknolojiyi kullanan değil, geliştiren, icat edenler olmasına çalışılmalı. Potansiyelimiz var ama kullanamıyoruz. Bunun için İngilizce öğrenmemiz lazım önce. Bizim dışımızda herkes İngilizce konuşuyor..."
İldeniz çok haklı. Müthiş parlak fikirleri olan öğrenciler, İngilizce yüzünden birçok fırsattan vaçgeçiyor. Varsa projjeleri duyuramıyorlar bile. Düşünce Kulübü'nde dinlediğimiz 5 projeden en çok beğendiğimiz ve tüm jürinin oy birliğiyle birinci seçtiği Sabancı'dan Burak Seyid, ODTÜ'den Pınar Güler ve İTÜ'den Kerem Utku Sabuncu'nun "Girişim Ligi' isimli projesini dinleyen jüri üyelerinden biri, yaklaşık 30 milyon dolarlık bir fon olan 212 Private Equity'nin kurucu ortağı Ali Karabey'di ve yeni iş fikirlerine yatırım yapan bir girişimciydi. Projeyi dinleyince, "Böyle bir proje önüme gelse ben hemen sponsor olurum" deyiverdi. Endeavor Direktörü Didem Altop da projeyi alkışlayanlardandı. Özetle bu gençler, Harvard'a gidip istedikleri konularda dersleri aldıktan sonra 'girişimcilik' konusunda geliştirdikleri projeyi hayata geçirebilecekler. Bir taraftan üniversite eğitimlerine devam edip, kim bilir bir taraftan da müthiş potansiyeli olan iş fikirleriyle gelecek vaat eden genç girişimciler arasına girecekler. Yani gençlerin bir kısmı iş hayatına İngilizce yüzünden 1-0 önde başlıyor. Proje neydi derseniz? Girişimligi.com internet sitesi ve mobil uygulaması bünyesinde, aklında bir iş fikri olan insanlardan, başarılı girişimcilere ve destek veren kuruluşlara dara ekosistemin tüm elemanlarını buluşturan, girişimciler için oyunlaştırılmış eğitim ve gelişim platformu diyebiliriz.
Diyeceğim şu ki potansiyeli olan çok gencimiz var ama görünür olabilmek için her şeyden önce İngilizce'ye takılıyorlar.
Gerçekten Milli Eğitim Bakanlığı, çocuklara yabancı dili neden öğretemediğimizi iyi analiz edip bu konuyu çözmeli. Aksi halde birbiri ardına teknolojik devrimlerin yaşandığı bu dünyada biz yine yaya kalacağız.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA