Bugün dünyada 13 milyar adet akıllı cihaz var. 2020 yılında yani sadece 5 yıl sonra bu rakam 50 milyara çıkacak. Artış baş döndürüyor. 6.1 trilyon dolarlık bir pazardan söz ediliyor. O halde hızla yeni servisler, yeni yazılımların ortaya çıkmasını beklemeliyiz. Teknoloji dünyasında son gelişmeleri konuşmak üzere bir araya geldiğim Intel Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın, 2015 yılında araştırma- geliştirmeye hiç olmadığı kadar çok önem verilmesi gerektiğinin işte bu nedenle altını çiziyor. Çünkü artık 3'üncü dalgadayız. Diyor ki bu nesnelerin interneti anlamına geliyor. İlk dalga internetti, sonra uygulamalar geldi. Şimdiyse dokunduğumuz değil, dokunmadığım şeylerde mesela araçlar, market rafları aklınıza ne gelirse o dijitalleşecek, internette olacak. Türkiye Ar-Ge yapmaz ise işte bu önemli dönüşümü kaçıracak.
Dünyada son yapılan tüketici elektroniği fuarında hepimiz giyilebilir teknolojilerin ön plana çıktığını gördük. Yani akıllı telefonlar, tabletler zaten olmazsa olmaz olduğundan ilgi yeni alanlara kaymış bile.
Burak Aydın, "Evinizdeki klima bozulmadan 'bozulmak üzereyim' diye size sms gönderecek. Herkesin beklentisi yeni Mark Zuckerberg'in (Facebook'un kurucusu) nesnelerin internetinden çıkmasını bekliyor. Google'ın konutlarda internet bağlantılı ev eşyaları, özellikle akıllı termostat ve yangın alarmı üreten Nest Labs şirketini satın alması bu beklentileri çok iyi gözlemlediğinden başka bir şey değil" diyor.
Hatırlatmak gerekirse, Google, Nest Labs şirketine 3.2 milyar dolar ödemişti. Hareket sensörüyle Nest Labs'ın ürettiği termostatlar, siz odaya girdiğinizde çalışmaya başlıyor. Burak Aydın, Estonya gibi 2.5 milyon nüfuslu bir ülkenin Skype'ı çıkartıp sonra da Microsoft'a 2.5 milyar dolara satan bir ülke haline gelmesine atıfta bulunuyor ve "Üstelik bunu 2'nci dalgada yaptılar. Bizim artık ülke olarak harekete geçmemiz lazım. Ben dünyada interneti en çok Türkiye'deki gençlerin kullandığı yolundaki araştırmaları duydukça üzülüyorum. Niye? Çünkü Türkiye'de hala internet bir eğlence aracı. Facebook ve Instagram demek. Oysa artık gençlerimiz nesnelerin interneti üzerine araştırma yapmalı, girişimci olmalı" diyor.
1200 'icat kiti' işe yarayacak mı?
Ne güzel ki en azından Intel bu konuya kafa yoruyor ve Türkiye'deki araştırma-geliştirme merkezlerinin yanı sıra, 30 üniversite ile işbirliğine gidip, 1200 öğrenciye 'icat kiti' diye tabir edebileceğimiz yazılım, uygulama geliştirebilecekleri bir küçük cihaz dağıtmayı başarıyor. Geçen yıl başlamışlar bu cihazları dağıtmaya. Intel bunu dünyada da yapıyor ve geçen yıl 1.3 milyon dolarlık ödül verilmiş toplamda. Mesela saat benzeri kola takılan ve bir komutla uçuşa geçip kişinin etrafında dönerek fotoğraf çeken (selfie çılgınlığının ardından belli ki) bir cihaz geliştiren öğrenci dünyada birinci olmuş.
Intel'in Ar-Ge'sine gelince. Burak Aydın'ın yeni nesil Ar-Ge merkezi diye tanımladığı ve yaratıcı fikirlerin geliştirildiği bu yerlerin garaj gibi olmasına çalışılmış. Niye derseniz, Apple'ın kurucusunun işe garajda başlaması ya da Facebook'un bir okul yatakhanesinde start alması ilham vermiş. "İnsanlar gelsinler, hızlı hızlı çalışsınlar, garaj mantığıyla" diyor Aydın ve "Biz Türkiye'de hayal eden insanlara ihtiyaç duyuyoruz. Hayal etsin ve gerçekleştirsinler diye ortam sağlıyoruz" diyor. Umarım Türkiye, 3'üncü dalgada adından söz ettirecek bir icadın sahibi olur.