Bir Anadolu kentinin de uluslararası boyutta bir film festivali yapabileceğini bu yıl 4'üncüsü yapılan Malatya Film Festivali'nde bizzat yaşadık. Kente inen uçaklar ünlü yabancı yönetmen ve oyuncuları, Türk sinemasının unutulmaz isimlerini taşıyıp durdu geçen hafta.
İstanbul'dan bir grup gazeteci Malatya Belediyesi Kültür A.Ş'nin davetlisi olarak kentte 3 gün geçirdik ve sadece film festivaline katılmayıp, Malatya'nın binlerce yıl öncesine giden tarihiyle önemli ilçelerinden Arapgir ve diğer ilçeleri Arguvan ile Doğanşehir'e de ziyaretler yapıp, yerel yönetimlerle bir araya gelip seyahatimizi bir kültür, sanat ve ekonomi programına dönüştürdük.
Malatya Valisi Vasip Şahin kayısısıyla marka şehir haline gelen Malatya'nın kültür sanat alanında öne çıkması için yoğun çaba içinde. Sabah gazetesi ve A Haber'in de sponsorları arasında olduğu festivalde Filiz Akın ve Eşref Kolçak'a onur ödülü verildi. Kemal Sunal unutulmadı. Birçok sanatçıyla ilgili hazırlanan kitaplar konuklara dağıtıldı. Vali Şahin'le yaptığımız sohbette geriye tek bir konunun kaldığını öğrendik, o da bu festivalin valilik bünyesinden çıkarılıp bağımsız bir yapıya kavuşturulması. 1 milyon lira gibi kısıtlı bir bütçeyle harikalar yaratıldığını görmüş olduk. Vali Şahin haklı. Böylesi bir festival artık valilelerin inisiyatifine bağlı kalmamalı.
Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır'ın ve Battalgazi'den belediye başkanı aday adaylığını açıklayan Kültür A.Ş Genel Müdürü Murat Nalçacı'nın hem yoğun hem heyecanlı olduğu günlerdi. Türkiye'nin her yerindeki seçim heyecanına burada da girilmiş belli ki ama biz daha çok Malatya'nın projelerine ve kültürel zenginliğini öne çıkaracak olan projelerin ne durumda olduğuna kulak kabarttık.
Bu seyahatte dikkatimi en çok, canla başla çalışan ve bulundukları yerin yerlisi gibi davranan kaymakamların çektiğini söylemeliyim. Arguvan Kaymakamı Zafer Oktay, Arapgir Kaymakamı Ercan Turan, bölgede kültürün ve tarihin korunması, gün ışığına çıkması için müthiş çaba gösteriyor. Okuma yazma oranı bu ilçelerde yüzde 98'lere ulaşmış durumda.
Her ne kadar bir Çinli şirketin bakır madeni işletmek için bölgeye gelmesinin ve 300 kişiyi istihdam edecek olmasının heyecanını duyanlar olsa da doğal hayatı korumak isteyen halkın da Arguvan ve Köyleri Doğal Hayatı Koruma Derneği kurmuş olduğu gözümüzden kaçmadı.
28 Osmanlı paşası çıkaran Arapgir'deki birçok konağın Kaymakam Ercan Turan'ın gayretli girişimleri, yerel yönetim, üniversite ve özel sektör işbirliği ile restorasyonu ise ayrı bir yazı konusu aslında. Gördüğümüz konaklar, Arapgir'in muhteşem kanyonları, İlhanlı döneminde kalma Ulu Cami'yi anlatmaya sayfamız yetmeyecek.
Daha LC Waikiki'nin patronu Vahap Küçük'le Doğanşehir'deki çiftliğindeki buluşmamızın detayları var. İş'te Hayat çekimi nedeniyle benim katılamadığım ancak gazeteci arkadaşlarımın anlata anlata bitiremediği Türkiye'nin en büyük beş mağarasından biri olan Damlataş Mağarası'nın turistler için bir cazibe merkezine dönüştürülmesini ve en azından yolunun düzeltilmesini umut ederek yazıya nokta koyuyorum.