Tanınmış küratör Jerome Sans, dünyanın en önemli sanat fuarlarından biri olan Frieze öncesi Londra'da sohbet ederken ilginç bir tespitte bulundu.
Bana göre son dönemde başta İstanbul olmak üzere dünyada güncel sanata aşırı bir ilgi var. Sans'a, "Günümüzün modası güncel sanat sanki..." deyince, "Doğru. İlgi aşırı. Ama olsun! moda olsun. Eskiden bir sergiyi 10 kişi ancak dolaşırdı, şimdi her yer dolup taşıyor. Özellikle de şu yaşadığımız krizde" diye anlatmaya başladı.
Modern toplum çöküşte!
Jerome Sans'a göre Avrupa ve ABD'de modern toplum çöküşte. Milyonlarca insan giderek fakirleşiyor ve tüm bunların sebebi başarısız politikacılar. Halk onlara hiç güvenmiyor ve şimdi herkesin rol modeli hayalleri gerçekleştiren sporcular ve sanatçılar. Bu kriz yaratıcı insanların daha çok üretmesine vesile oluyor.
Bugüne kadar yaşanan krizle ilgili pek çok Avrupalı ve ABD'li CEO'dan negatif yorumlar dinledim ama krizin pozitif etkisini Londra'da Jerome Sans ile birlikte sanat üretiminde gördüğümüzü söyleyebilirim.
Londra müthiş hareketli günler geçiriyor. Binlerce sanatsever burada. İstanbul'dan gelen koleksiyoner, galeri sahipleri ve sanatçıların sayısı da az değil. Her ne kadar Rampa ve Rodeo'nun dışında Frieze'de yer alan galeri olmasa da fuara ilgi büyük. Frieze'de tüm dünyadan önemli 170 galeride 1000 sanatçının eserleri sergilenecek.
Güncel sanattan bir otele hayat öpücüğü!
2005 yılında Starwood Grubu tarafından satın alınan Le Meridien, Frieze Sanat Fuarı'nın adeta evi haline gelmiş. Öyle ki fuar öncesi önemli sanatçı ve küratörlerin katıldığı 'Sanat ve Politika. Sorumluluklarımız neler?' isimli paneli dinlemek için otelde neredeyse izdiham oluyor. Otel sanatseverlerin çok ilgisini çekiyor, çünkü dünyadaki 98 Le Meridien otelinin konsepti tümden değişiyor ve hepsi birer güncel sanatın sergi alanına dönüşüyor. Öyle ki bu otellerin kapılarında, lobisinde, asansöründe ya da koridorlarında ya bir videoya, ya bir fotoğrafa ya bir resme ya da çeşitli enstelasyonlara rastlamanız artık mümkün.
Le Meridien ve W otellerinin Dünya Marka Lideri Eva Ziegler ve ekibi 2006 yılından bu yana daha çok uçakta vakit geçiriyor ve ünlü küratör Jerome Sans ile giriştikleri bu projenin tüm ayaklarını yakından takip ediyor. Eva Ziegler, sanatçıların eserlerini sergilerken, müşterilerin beğenmesi halinde ise onları birbirleriyle buluşturduklarını da söylüyor.
Jerome Sans ile birlikte tüm dünyadan önemli sanatçı, mimar, aşçı ve de modacıların da yer alacağı 100 isim belirlemeye başladıklarını da anlatan Eva Ziegler şu anda 28 tane isme ulaştıklarını söylüyor ve öğreniyoruz ki bu isimler arasında Türkiye'den Mentalklink'in kurucuları Yasemin Baydar ve Birol Demir de yer almış.
3 ay sonra İstanbul
Le Meridien, aynı zamanda Mövenpick Oteli'nin de sahipleri olan Çebi Ailesi'yle anlaşmış. Etiler'de inşaatı devam eden grubun son oteli 2012'de açılacak. Eva Ziegler'den öğreniyoruz ki bu otelin kapısında da ünlü bir Türk fotoğraf sanatçısının eseri yer alacak ancak şu an ismini açıklamak istemiyor. Ancak Mentalklink'in Galerist'te sergilenen eserlerinden bazılarının otelde yer alacağını söylüyor bize. İstanbul'daki otelin Genel Müdür Yardımcısı Fernando Calvo, sanatla içiçe olan yeni konseptin İstanbul'da devam edeceğini ve bir çok sanatsal etkinliğe ev sahibi yapacaklarını söylüyor.
Illy fincanlarına Türk tasarımı
Türkiye'nin sanat dünyasındaki hızı da müthiş. Düşünün ki dünyanın en çok bilinen kahve markası İtalyan Illy'nin her biri bir koleksiyon ürününe dönüşmüş kahve fincanlarını Mentalklink sanatçılarının tasarlayacağını ve Le Meridien ile ilk kez bu tarz bir işbirliği yapıldığını Londra'da öğrendik.
10 yıldır sıfır büyüyen İtalya'da geçen yıl yüzde 11 büyümeyi başaran şirketin sırrına gelince, Illy ailesinden genç kuşak Daria Illy, "Tek çeşit kahve ile tek bir ürün üretiyoruz. Odaklandığımız için de başarılı oluyoruz" diyor. Trieste'de ürettikleri 500 bin ton espressonun 142 ülkede satıldığını anlatan Illy, şirketin 305 milyon lira olan cirosunun yüzde 55'inin ihracattan kaynaklandığını söylüyor.