Global kriz dünyada ve Türkiye'de en çok konut piyasasını alt üst etti. Ama tabii gayrimenkul piyasasındaki trend araştırmalarında ortaya çıktı ki son krizde metropoller arasında ilk üçte kalmayı başaran bir şehir vardı, o da İstanbul.
Daha önce konut sahibi olma oranı 0.62 iken, krizde bu oran 0.58'e düşmüştü ama gerçekten düşmüş sayılmazdı. Üstelik İstanbul yılda 300 bin göç alıyor.
İşte bu nedenden ötürü gayrimenkul piyasasının aktörleri konut üretmekten vazgeçmedi, projelerini belki biraz erteledi ama uygun arazi arayışları ve geliştirilen arazilerde konut projeleri yoluna devam etti.
İstanbul potansiyeliyle yerli ve yabancı yatırımcıların iştahını öyle kabartıyordu ki örneğin altyapı sektöründe dünyanın önde gelen dört şirketi arasında gösterilen Deutsche Infranstruktur Kapital (DIK) şirketi Türkiye'de gayrimenkul sektörüne girmeye karar vermeden önce 2 yıl tam 10 milyar euroyu bulan bir araştırma yapmaktan çekinmiyordu.
DIK'i okurlar Tuzla'da inşaatına devam ettikleri ve Türkiye'nin 4 bin mil çevresindeki tek bakım onarım tersanesinden hatırlayacak. Yani Türkiye'ye yabancı değiller. Gayrimenkulun Türkiye'deki geleceğine inanmışlar ve kendilerine de ortak olarak, aslında İstanbul için bile son derece çarpıcı sayılabilecekken ilk konut projelerini memleketleri Mersin'de hayata geçiren Timur Grubu'nu seçmişler.
Çünkü DIK yaptığı araştırma sonucunda, İstanbul'da yaklaşık 1.6 milyon yeni konuta ihtiyaç olacağı gerçeğinden yola çıkmış ve nihayetinde emlak piyasasına Timur Grubu ile birlikte beş yıl için 2 milyar euro yatıracaklarını açıklamaktan çekinmemişti.
28 yaşındaki tepede
Peki Timur Grubu ve ortağı şu sıralar ne yapıyor? Hafta sonu New York'ta Timur Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Erden Timur ile tanıştım. Henüz 28 yaşında.
Şirketi babası Musa Timur kurmuş. O da zaten henüz 1955 doğumlu. Musa Timur'u sadece memleketi Mersin değil tüm iş dünyası tanıyor. Yıllarca Mersin Sanayici ve İşadamları Derneği'nin başkanlığını yürütmüş, TÜRK KONFED'in kurucuları arasında yer almış, gerçekten iyi örgütçü bir işadamı. Ama ne olduysa olmuş, bir kalp rahatsızlığı geçirince yaklaşık 21 sivil toplum kuruluşlarındaki görevini bırakıp kendini kimseye duyurmadığı sosyal sorumluluk ve hayır işlerine vermiş. Yaptığı pek çok şey var, örneğin Mersin Üniversitesi'nin bugünlere gelmesinde Musa Timur'un büyük emeği olduğu anlatılıyor. Akaryakıt ve demir çelik ticaretiyle ilgilenen Musa Timur kenara çekilmiş.
253 milyon dolar
Diyeceğim o ki, Levent, Kemerburgaz ve Göztepe'de 253 milyon dolar proje değeri olan üç büyük konut projesini kendi öz kaynaklarıyla başlatan ve ileriye dönük projeleri yabancı ortaklarıyla birlikte yapmak için hazırlıklara girişen gayrimenkul sektöründe genç bir isim. Erden Timur.
Erden Timur ile birlikte hafta sonu New York'ta tasarım atölyelerini dolaşarak geçirdik. Çünkü gayrimenkulde yeni bir anlayışla, metropolde yaşayan ve ayda 2-3 bin lira maaş alıp 900 ila 1300 lira kira parası ödeyip nispeten kötü evlerde oturanlar için konut projeleri geliştirmişlerdi ve nasıl farklılaştırdıklarını ve ne söylemek istediklerini tek tek göstermek istiyordu.
Bu nedenle yolumuz New York'ta önemli merkezlerinden biri olan Sebastian Barquet Chelsea tasarım galerisi ve sergi salonunu düştü. Önemli tasarımcılara ait mobilyaların arasında gezindik. Sonra 10 yıl yaşayıp öldükten sonra yakın arkadaşı tarafından içinde yaşamasına rağmen adeta bir müzeye çevrilen ünlü mimar Paul Rudolp'un 58'inci caddedeki son belediye binasını dolaştık. Bitmedi, Brooklyn'e geçip yine tasarım çevrelerinin sık sık uğradığı Voos Gallery'inin içine daldık.
Peki anlamaya çalıştığımız neydi? İşte onu da Erden Timur anlattı.