Bu sütunlarda 2006 yılından bu yana İnan Kıraç'ın, Tepebaşı'nda Suna Kıraç Kültür Merkezi için verdiği mücadelenin her aşamasını yazan ve takip eden bir gazeteci olarak keyfimin ne kadar yerine geldiğini tahmin edemezsiniz.
Neticede ortada bir aile var ki bu ülkenin insanına büyük bir kültür merkezi hediye etmek istiyor.
Yıllar önce İnan Kıraç bana, 'Şelale, Suna Hanım 200 milyon doları bu proje için ayırıp kenara koydu' demişti. Dünyanın en ünlü mimarlarından Kanadalı Frank Gehry'ye projesini çizdirmiş bekliyor.
Bekliyordu demem lazım. Çünkü Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi'nde önceki akşam Picasso sergisinin açılışında karşılaştığım İnan Kıraç'ın gözlerinin içi gülüyordu. Çünkü artık bu beklemeler bir son buldu.
İnan Kıraç, iki elimi tuttu. Rahatlamış, mutlu bir ifadesi vardı ama hâlâ tedirgindi de. İnanamıyordu gelişmelere. O nedenle 'Evet, her şey yoluna giriyor' demeye bile çekindi. 'İyi gelişmeler var' dedi ve muhteşem bir kültür merkezine giden yol üzerindeki pürüzlerin kalktığını söyledi.
Değerini ödemeye hazır
Tabii endişesi bitmiş değildi. Çünkü kaç kez, kim bilir kaç kez 'tamam, oldu' denilmiş ama yeni bir engel çıkartılmıştı. En ağrına giden de Kadir Topbaş'ın bir görüşmemizde hilkat garibesine benzettiği çirkin TRT binası için her kafadan yeni bir değer biçilmesiydi. Oysa daha proje oluşurken, neyse binanın ekspertiz değeri vermeye hazır olduğunu söylemişti. Ama tabii ederinin dışında sırf soyadları Kıraç diye ima edilen rakamları ödemek ağrına gidiyordu ve haklıydı da.
Kıraç'a Marsilya'nın Kültür Başkenti olacağı 2013'e yetiştirmek üzere bir modern sanat müzesi kurmak için harekete geçtiğini, hatta İstanbul Modern'den örnek almak için Oya Eczacıbaşı ile görüşmeler yaptıklarını söyledim. Yani şehirler kültür başkenti gibi unvanları alırken öylesine kalıcı izler bırakmaya çalışıyordu. İşte o yüzden keşke Suna-İnan Kıraç'ın kültür merkezinin bu yıl temelini atıyor olmasaydık da kapısını açıyor olsaydık. Baktım Kıraç'ın yüzünde yine de 'Buna da şükür' ifadesi vardı.
Gehry lobi yapıyor!
Hakikaten buna da şükür. 81 yaşındaki Frank Gehry'inin bir ara bu projeyi bırakma ihtimali bile olmuştu. Çünkü Gehry 50 yaşındaki kızını kaybetmiş ve çok sarsılmıştı. İşleriyle ilgili de bazı değişiklikler vardı. Ama işte şimdi iş öyle bir noktaya gelmiş ki, Gehry Türkiye'ye gelip bu kültür merkezi için lobi yapmaya bile başlamış.
Geçen hafta Lübnan'dan İstanbul'a gelen ve dört gün kalan Frank Gehry'nin yanında 9 tane de doktora öğrencisi varmış. İnan Kıraç, 'Mimar Sinan'a ve Ayasofya'ya hayran. Buraya gelmeyi çok seviyor' diyor Gehry için. Daha önceki bir sohbetimizde zaten Frank Gehry'nin tam 25 kez Türkiye'ye geldiğinden söz etmişti.
Sözün özü, Büyük Şehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, belki de Başbakan Erdoğan'ın bastırmasıyla orta bir yol da buluştu. Projenin de önü açıldı. Dilerim bundan sonra sorunları değil, projedeki gelişmeleri yazmaya fırsatım olur.