Bugün mikrofonu Ortadoğu'yu en iyi bilen isimlerden biri olan Delta Petrol ve Transteknik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Habbab'a uzattım. Dedesi Osmanlı döneminde Lübnan'a yerleştiği için 1960'a kadar bu ülkede yaşayan, ancak ülkenin karışmasının ardından Türkiye'ye dönen Mehmet Habbab, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nda (DEİK) Ortadoğu İş Konseyi'nin koordinatörlüğünü ve Türkiye-Lübnan İş Konseyi'nin de başkanlığını yürütüyor. Geçmişten bugüne dünyayı yöneten önemli liderlere olan yakınlığıyla tanınıyor ve özellikle Ortadoğu'daki geçmişi nedeniyle de bu ülkelerin nabzını en iyi tutan işadamlarından biri olarak biliniyor. Habbab'ın yeni dünya düzeni ve 100 yıl sonrasının dünyasıyla ilgili ilginç fikirleri var...
***
* Türkiye'nin 2009'a nasıl bir başlangıç yaptığını düşünüyorsunuz?
Kötü başladı kuşkusuz. Bizim elimizde olan bir şey de değil. Ama bence bu krizi en hafif atlatacak olan bizim ülkemiz. 2009 zor olacak, hem ihracat hem ithalat azalacak. Ama daha normal fiyatlara doğru gidilecek. ABD'de şu anda patladı olay. Biz bence o tsunamiyi martnisanda göreceğiz. Daha görmedik. Dün yine televizyonu açtım. Her gün ABD'de 60 bin kişi işini kaybediyor. Dünyada güven kayboldu.
* Siz kendi yağınızda kavrulduğunuzu söyleyebilir misiniz? Liman yatırımınız vardı. Zorlanıyor musunuz?
Yatırımın tam ortasında yakalandık. Şu anda fonlamada sorunumuz var. Faizlerin düşmesine rağmen fonlama daha pahalı oldu. Çünkü risk faktörü girdi. Bir de para bulamıyorsunuz. Uzun vadeli akreditif açamıyorsunuz. Diyelim ki 1 milyon euroya bir ekipman alacaksınız. Eskiden bir sene sonra ödemeli açardık akreditifi. Şimdi hiçbir banka size 1.5 yıl sonra ödemeli akreditif açmak istemiyor.
YATIRIMIMIZ GECİKECEK
* Peki ne olacak? Yatırımlar donacak mı?
Bence 2009'da hiç büyüme olmayacak. Biz liman yatırımımızı yavaşlattık. Devam ediyoruz ama 2010'un ortalarında açmayı düşünüyorduk, şimdi sonunda açabileceğiz. 6 aylık bir sarkma olacak. Bu ne demek? Gelirimiz azalacak. Çünkü biz liman açar açmaz gelir elde edecektik. Şimdi bu gelir 1 yıl sonra gelmeye başlayacak. Biliyorsunuz, bir limana ne kadar çok gemi gelirse o kadar çok para kazanabiliriz.
* Bu yatırımdan pişman mısınız?
Hayır, çünkü Türkiye'nin muazzam pazarlara bu limanlarla açılacağını düşünüyorum. ABD, Uzakdoğu Türkiye'den mal alma noktasına gelecek. Çünkü büyük iskele olunca büyük gemiler yanaşacak. Yani yeni bir iş imkânı olacak. İstihdam açılacak. Cebelitarık'ta duracağına gemiler artık Ceyhan'a gelip örneğin 100 bin ton yakıt alacak ve ABD'ye doğru yola çıkacak.
SERT İNİŞ MAHVETTİ
* Herkesi allak bullak oldu galiba...
Herkes hazırlıksız yakalandı. Kimse bu boyutta olabileceğini tahmin etmedi. Şimdi bakın 3-4 trilyon dolarlık bir zarardan söz ediliyor. Boyutu çok büyük. İki ay zarfında petrol 150 dolardan 50 dolara düştü. Böyle bir şey olamaz. Demir çelik, saç 1600-1700 dolardan 450 dolara düşütü. Bu sert inişler herkesi mahvetti. En çok da reel sektörü vurdu. Normal bir iniş olsaydı, reel sektör kendini daha iyi hazırladı.
* Sadece bu indirimler kime yaramış olabilir?
Yatırıma başlamamış olanlara sadece. Ama başladığınız bir yatırımda, siz her şeyinizi bağlamış olabilirsiniz. Çoğu kimse 1600 dolardan demir de aldı. Almıştır, çünkü duramaz. Daha yükselecek korkusu vardı bir de.
* Durgunluk bütün dünyaya hâkim oldu. Sizce tüketim yeniden cazip olacak mı?
Şimdi artık fiyatlar gerileyecek ve mesela 30 bin dolar olan araba 20 bin dolar olacak. Tüketim tekrardan cazip olacak belki. Geçen gün yağma olan mağazayı hatırlayın. Demek ki belli bir fiyatta alıcı var. O yağma Akmerkez'de olmuyor. Çünkü fiyatlar yüksek. Fiyatlar düşerse herkes parayı ortaya çıkarıyor. Bugün evlere bakın. Duyuyorsunuz, bugün 8-10 bin dolar metrekaresi. Bunlar 2-3 bin dolara inerse yeniden talep oluşur. Doğrudur kupon yerlerin fiyatı düşmeyebilir. Ama bunlar sınırlı sayıda olur.
* IMF anlaşması olur da para girişi olursa, rahatlama olur diye düşünüyor musunuz?
O para da aslında mühim bir para değil. Burada önemli olan güven. Türkiye'nin reytingi yükselir. O zaman Türkiye Avrupa'dan ABD'den rahatlıkla borçlanabilecek. Türk şirketleri rahat borçlanabilecek. O zaman maliyetimiz düşecek. Paranın fiziki olarak girmesi o kadar önemli değil. Çünkü biz zor para buluyoruz. Özel sektörün dünya kadar borcu olduğu unutulmamalı.
* Özel sektörün durumu giderek kötüleşiyor mu?
İlk kez bir kriz memuru işçiyi vurmadı. Bu zenginleri, imalatçıları, sanayicileri, tüccarları vurdu. Memuru, işçisi ev mi almak istiyordu. Şimdi daha iyi şartlarda alacak. Çünkü evler ucuzlayacak. Bugün adam 1000 lira maaş alıyor diyelim. Yine almaya devam edecek. Ona karşılık otomobiller, evler ucuzladı. Özel sektörün durumu çok kötü. Umarım şirketler 2009'u az zararla kapatabilir. Eğer az yarayla atlatırsak, 2010 iyi bir yıl olur.
VERGİ BASİTLEŞTİRİLSİN
* Sizce ne yapılırsa bu kriz daha ucuz atlatılır?
Yapılabilecek şeyler var. Benim görüşüm, öncelikle vergi sistemi çabuk bir şekilde basitleştirilmeli. Bu vergi, o vergi. Artık millet de yoruluyor. Tek bir vergi olmalı. KDV'den alacağı var, kurumlar vergisi ödenmesi gerekiyorsa birbirini mahsup etmeli. Şu anda olmuyor. Bence lüzumsuz. Komplike oluyor. İkincisi KDV belki biraz ağır. Yüzde 18. Oteller yüzde 18'den 8'e düştü. Gıda da öyle. Belki şimdi herkes için yüzde 8 KDV denilebilir. Ben böyle yapılırsa çok daha fazla vergi toplanacağı inancındayım. Millet daha az kaçırır diye düşünüyorum. İşçi çıkarmayan şirketlere destek olunmalı. Asgari ücretten belki şimdi vergi alınmamalı. İstihdam açısından önemli. İşveren için kolay olacak. O zaman işçi atmaz. IMF meselesi de böyle dediğim gibi. Para meselesi değil. Güven meselesi. Özel sektör fonlama yapabilir. Türkiye çabuk toparlanır. Biz kâbusları gördük, yaşadık daha önce. Bir de tabii yeni pazarlara açılmamız gerekir.