Ekonomide bir tedirginlik varsa, reel ekonomide ilk tepkiyi emlak verirmiş. Nitekim öyle oldu. Önce Kuzey Irak operasyonu, derken AKP'ye kapatma davasıyla içine girilen siyasi istikrarsızlık toplumda bir endişe yarattı. Arkası çorap söküğü gibi geldi. İnsanlar tüketimlerini kısma yoluna gitti ve ilk başta da yeni bir konut alma fikrinden vazgeçtiler. Daha doğrusu taleplerini belirli bir süre dondurdular. Oysa çok uzak değil, daha bu yılın başına kadar ortalık konut projesi kaynıyordu. Herkes kesesine uygun bir yerden, uygun bir banka kredisiyle ev sahibi olmak için koşuşturuyordu. İnsanları satın almamaya iten tedirginliğin ne zaman biteceğini inşaat sektöründe son yıllarda büyük projelerle adını duyuran bir grubun başındaki isme, Varlıbaş Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Varlıbaş'a sordum. Cevap, 'Sıkıntının ortalarındayız. Belki ortalardan geri dönecek. Ben pozitif düşünen bir insanım. Ama bu dönem temkinli olma dönemi" şeklinde oldu. Varlıbaş Holding'e bağlı inşaat şirketi Varyap, şu sıralar bir yandan Avrupa'nın en büyük adliye sarayı olarak nitelenen Avrupa Yakası Adalet Sarayı'nın inşaatıyla, diğer yandan da Ataşehir'de Toplu Konut İdaresi'nden (TOKİ) kazandıkları ihaleyle tam bin 500 lüks konutluk yeni projenin detaylarıyla uğraşıyor. Grubun CEO'su ve Süleyman Varlıbaş'ın çocuklarından biri olan Erdinç Varlıbaş, son aldıkları projeyle birlikte son 3 yılda yaklaşık 2 milyar dolarlık inşaat işini üstlendiklerini söylüyor.
İÇ PİYASA BEKLEMEYE GEÇTİ
Türkiye'nin yaşadığı endişeyi değerlendiren baba Süleyman Varlıbaş'a göre, bu durum dış piyasalarda endişe yaratırken, iç piyasada da insanların bekle-gör dönemine girmesine yol açtı. Yaşanan belirsizlik de piyasanın ve ekonominin hızını kesti. "Umarım bir an önce Anayasa Mahkemesi'nin kararı belli olur ve ekonomi tekrar eski sağlığına kavuşur" diyen Süleyman Varlıbaş'a "Ekonomiyi hasta mı görüyorsunuz?" diye soruyorum. Şöyle cevap veriyor: "Hasta olmaktan da ziyade, para çok ürkektir. Bir yerde istikrar yoksa para oradan kaçar. Endişem bu. Türkiye ekonomisi Avrupa ve dünya ekonomisi için çok cazipti. Emlak yatırımları dünyada en kârlı yatırımlar olarak gösteriliyordu. Şimdi bu durumda değiliz. Ekonomi yerinde sayacak. Endişemiz, özellikle zaman kaybı. Yoksa Türkiye'nin ekonomik ve makro dengelerinde büyük bir olumsuzluk yok ama bu siyasi belirsizlik uzun dönemde makro dengeleri de bozar."