Bugüne kadar pek çok dünya starı geldi Türkiye'ye. Kimi özel uçağıyla geldi. Hiç kimseyle tanışmak istemedi. Doğrudan konser alanına gitti ve iki saat sonra da Türkiye'yi terk etti. Hadi tamam, kimisi bir gece lütfen kaldı. Ama sanırım hiç biri Hollywood starı Kevin Costner kadar ileri gitmedi. Son derece sıcak davranışlarda bulunup, Anıtkabir'e gitmeler, devletin en tepesindeki isimlerle bir araya gelmeler ve 'terörü lanetlediği, askerlerin ölümünden duyduğu üzüntüyü' dile getirmeler... Yani Costner'ın sadece bir konser için Türkiye'ye gelmediği çok açık. Bir kere dersini iyi çalışmıştı. Atatürk'ün Türkler için ne anlam ifade ettiğini son derece iyi öğrenmiş ve Türkiye'nin tarihine de göz atıp öyle gelmişti. Adeta Türkiye'nin gönüllü elçisi olacakmış gibiydi.
1.5 yılda 10 dünya starı!
Nitekim öyleymiş! Ve bu Ahmet San'ın 'Türkiye öyle değil böyle tanıtılır' iddiasıyla başlattığı büyük bir projenin ilk ayağıymış. Diyeceğim o ki, daha önce de Türkiye'ye pek çok ünlü sanatçıyı getiren ve dünya starlarıyla özel dostluklar geliştiren Ahmet San, 1.5 yıl içinde Hollywood'un 10 önemli ismini Türkiye'ye getirecek.
İsimler bomba gibi! Ahmet San, ilk gruptaki dört starla da anlaşma yapmış. Bruce Willis, Steven Segal, Julia Roberts, Michel Pfeiffer.
Sonraki beşteki ise, Brad Pitt, eşi Angelina Jolie, Carmen Electra, Meryl Streep ve Jonh Travolta var!
Kevin Costner'ın İstanbul ve Ankara ziyaretlerinin ve konserin organizasyonunu yapan VİP Turizm'in Yönetim Kurulu Başkanı Yasemin Pirinççioğlu'yla konuştum. Anıtkabir'den canlı yayın yapılması için bedava canlı yayın aracı dahi organize ettiklerini ve görüntülerin tüm dünyaya gitmesi için büyük çaba sarf ettiklerini söyledi.
Hakikaten dünyanın gözünün kulağının Türkiye'de olduğu şu günlerde, Anıtkabir'de 'Thank you Kevin' diyen kalabalıkların görüntüsü hiç de fena bir Türkiye tanıtımı değildi. Ama öğrendiğim kadarıyla pek mümkün olamamış. Çünkü araç içeri sokulmamış ve dışarıdan çekilen pek de iyi olmayan görüntüler 7 yabancı kanala gönderilmiş.
Dün Ahmet San'a telefonla ulaştım ve projenin detaylarını öğrendim. San biraz da ortağı Cüneyt Ortam'ın ısrarıyla yeniden bu tarz projelere başlamış. 'Uzun zamandır konser yapmıyordum. Küskünlüğümü gidermek için 4 bin kişilik bir konser salonu yapayım dedim ki İstanbul Arena'yı yaptık. Çok mutluyum' diyen San, hayatta yapmak istediği en büyük arzusunun dünyada tanıdığı star dostlarını Türkiye'ye tek tek getirerek gerçek Türkiye'nin tanıtımına katkı sağlamak.
San iddialı konuştu: 'Hepsini Türkiye elçileri yapacağım. Türkiye propagandası yapmak için bu projeyi devreye soktum.
Beş starla anlaştım. Beşi de sırada. Konserler, uzun metraj filmler, ülkemizin tabiat güzelliklerini gösterecek geziler ve manevi değerlerimizi ve geçmişimizi dünyaya sevdirecek işler. Bu starların bir kısmı konser için gelecek, bir kısmını tatil için ağırlayacağız. Onları Türkiye'nin savunucuları yapacağız.'
Projenin ilk ayağı zarar!
Ahmet San'a, 'Peki ama para kazanmayacak mısınız' diye sordum: 'Tabii ki kazanacağız. Ama projenin ilk ayağı (Kevin Costner) zarar. Bile bile ama. Neticede sadece bir konser değil bizim işimiz. 20 bin dolar verip özel uçakla Ankara'ya götürdük Costner'ı. Adam geldi, terörü lanetledi, ölen askerleriniz için acı duyuyorum dedi. Bundan iyi tanıtım olur mu?"
Ahmet San da 7 dünya televizyonuna sinyal vermek üzere kiraladıkları uydu aracının Anıtkabir'in bahçesine sokulmamasından üzüntü duymuş. '5 milyon dolar para vermeleri lazım bana bu iş için! Deli danalar gibi projemizi anlatmaya ve katkı sağlamaya çalışıyoruz" diyor.
San, son olarak tam 34 yıldır bu ülkede bir şeyi anlatamamaktan yakınıyor ve derdini şöyle anlatıyor:
"Esasında siyaseti sevsem turizm bakanı olup, nasıl yapılacağını göstermekti hedefim ama sevmiyorum. Ben şimdi 10 dünya starıyla tanıtım nasıl yapılır onu göstermek istiyorum. Biri bunu far keder ve sen ne yapıyorsun? Biz nasıl katkıda bulunuruz? Bu projeyi nasıl daha dev bir boyuta taşırız derse en büyük başarım olur."
***
Costner'a gelmeden önce Atatürk ve Türkiye hakkında brifing verdirten San, "Hedefim 10 dünya starıyla tanıtım nasıl yapılır, onu göstermek" diyor.