Önemli gündem maddeleri arasında savruluyoruz sanki. Kuşkusuz terör bir numaralı gündem maddemiz şu günlerde ancak Ermeni Yasa Tasarısı ile ilgili gelişmeleri de geçiştirmemek lazım. Özellikle de bugünlerde. Türk milletinin en başarılı olduğu konu 'son dakika lobiciliği' ama artık özellikle Ermeni meselesinde son dakika lobiciliği de bizi kurtaramayacak.
ABD'de her Allah'ın yılı hem de bir kaç defa gündeme gelen Ermeni Yasa Tasarısı'nı daha ne kadar süreyle bir başka tarihe iteleyebileceğiz ki?
Bu yıl olmazsa önümüzdeki yıl, konu sürekli Ermeni lobisi tarafından sıcak tutulmuyor mu?
İşte bu yüzden atılan ya da atılacak olan adımların hepsi çok önemli. Öğreniyorum ki bu konuda gerçekten ciddi bir çalışmanın içine giren sivil toplum örgütü TÜSİAD.
Aman ilişkiler bozulmasın!
Derneğin bu konudaki bakış açısı bana gerçekten çok ilginç ve cesur göründü. TÜSİAD, Başkan Arzuhan Yalçındağ önderliğinde bir çalışma başlatıyor. Nedeni de şöyle anlatılıyor:
"Dünya, ABD kamuoyu 'Bunlar (Türkler) bu suçu işledi. Ama ilişkileri şimdi bozmayalım' havasında. Bu anlayış artık terk edilsin. Uluslararası ilişkilerde bu konu bir tehdit unsuru olmaktan çıksın. Öyleyse gerçekten böyle bir şey olmadığını ispat edelim! İçeriği tartışalım."
Peki bu nasıl olacak?
TÜSİAD gerçekten tarihte Ermenilerle Türkler arasında neler yaşandığını bilim adamları ve tarihçilere tartıştırmak için bir platform kuruyor. Geçen hafta Gündüz Aktan, Şükrü Elekdağ, Üstün Ergüder, İlter Türkmen, Özdem Sanberk ve Cem Duna gibi önemli büyükelçi ve akademisyenlerden oluşan bir grubu bir araya getiren dernek kendi içinde bu konuda nasıl bir strateji izlenmesi gerektiğini bir yol haritasıyla belirlemiş.
Konuyla ilgili görüşlerini almak için telefonla konuştuğum TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, derneğin girişimini şöyle anlattı: 'Dünya biz bu suçu kabul etmişiz gibi davranıyor. Türkiye'de bizler sorunun çevresinden dolaşarak çözüm bulmaya çalışıyoruz. Oysa haklılığımızı ortaya koymamız lazım. Bu nedenle büyükelçilerle ilk bir toplantı yaptık. Şimdi ikinciye hazırlanıyoruz.'
Dernek özetle tarihte neler olduğunun ve şimdiye kadar neler yapıldığının araştırılmasına olanak sağlayacak. Zaten büyükelçiler geçmişte de harekete geçmiş ancak devamı getirilememişti.
Şimdi hafızaları tazelemek için açıkçası TÜSİAD inisiyatifi ele almak istiyor.
ABD'li senatörler
Doğrusu bu konuda atılacak her adım büyük önem taşıyor. Ermeni meselesini sonuna kadar Ermenilerle birlikte tartışmak, araştırmak pek mümkün değilmiş gibi duruyor. Çünkü anlatılanlara bakılırsa, bu konuda Türk tarihçilerle, otoritelerle birlikte çalışma yapmak isteyen Ermeniler tehdit ediliyor, korkutuluyor.
Uluslararası alanda bir platform oluşturmak ve mümkünse bu platforma ABD'den ve AB'den de önemli isimleri getirmek önem taşıyor. Dünya kamuoyunu bilgilendirirken, TÜSİAD'ın özellikle ABD'li senatörlere yönelik bilgi turları yapmayı düşünmesi de çok etkili olabilir.
Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç'la iki hafta kadar önce New York'ta yaptığımız sohbette, ABD'li senatörlere yönelik tanıtım yapmanın önemi gündeme gelmişti. Rahmi Koç da senatörlerin büyük bir kısmının pasaportu olmadığını ve yurtdışına hiç seyahat etmediğini hatırlatarak, bu senatörlerin tek tek Türkiye'ye davet edilmesinin Türkiye için büyük avantaj olacağını söylemişti.
İşte bu yüzden TÜSİAD'ın, Ermeni meselesi konusunda 'bugünü de kurtardık' mantığıyla değil, önümüzdeki yılları kurtaracak bir mantıkla harekete geçmesi önemli.