İlk izlenimler çok kritiktir ve her zaman kalıcı etki bırakırlar. İnsanlarla tanışırken yaptığımız ilk şey gülümsemektir ve bu vücut dilimizle kelimeler olmadan rahatlıkla yapılan en samimi jesttir. Temiz olmayan, tütün lekeli, çürük dişli bir ağızla yapılan gülümseme bir kişinin tüm sempatisini yok eder. Çapraşık dişler kabul edilip görmezden gelinebilmesine rağmen, yetersiz hijyen kabul edilemez ve kişinin karakterini yansıtır. Aynı zamanda kötü nefes de kişiyi gözden düşürür ve imajını zedeler. Güldüğümüzde iyi de olsa, kötü de olsa bir etki bırakırız.
GÜLÜŞ DEĞİŞMEZ
Sağlıklı ve güzel dişlerle gülümsemek herkes tarafından kazanılabilen bir özelliktir ve kişinin toplumdaki cazibe silahıdır. Dişler için estetik tedavi arama ile ilişkilendirilen büyük heves, özünde sağlıklarını iyileştirmek içindir ve yapılan uygulamaların en önemli yan ürünüdür. Maliyeti sadece diş sağlığının iyileştirilmesiyle ve dişlerine doğduğundan beri iyi bakan ayrıcalıklı insanlar içinse mükemmel bir gülüşe sahip olmalarıyla sınırlı olabilir.
Cildimizin, tırnaklarımızın, saçlarımızın aksine dişlerimiz yaşadığımız sürece kendini yenileme yeteneğinden mahrumken, şanslı olduğumuz şey gülüşümüzün değişmemesidir. Bu durum dişler için bir avantajdır; çünkü eğer iyi bakılırsa, aşınmalar ve yıpranmalar dışında yaşa göre büyük ölçüde etkilenmeden kalabilir. Cildimizin kırışmaya başlaması, saçımızın beyaza dönmesi gibi vücudumuzun diğer kısımları bozulurken mükemmel gülüş mezara kadar değişmeden kalabilir.
Kolayca gülebilen insanlar genelde daha etkileyici, sosyal ve iş yaşamlarında başarılıdır. Stres ve depresyonla başa çıkmanın birkaç kuralı vardır çünkü depresyon ve stres, çok az insanın doğru olarak bildiği gibi ilk olarak kendi kafamızda oluşur. İyi dinlenme, beslenme, günlük egzersiz, kitap okumanın kendi yararları olsa da sağlıklı bir vücut, sağlıklı bir zihne öncülük edebilir. Mükemmel dişlere sahip olmak bir insanın özgüvenini artırır ve eğer mükemmel hissetme duygusu daha çok gülmeye ve gülümsemeye teşvik ederse, hayata da neşe katar.
AZERBAYCAN'IN YANINDAYIZ
Bugün, benim de Odlar Yurdu Üniversitesi'nde profesör olarak ders verdiğim kardeş ülke Azerbaycan ile ilgili bir şeyler söylemek istiyorum.
Azerbaycan Oğuz soyunu temsil eden büyük bir devlettir. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi, "Azerbaycan'ın kederi kederimiz, sevinci sevincimizdir." Azerbaycan'ın ulu önderi Haydar Aliyev'in dediği gibi de, "Biz bir millet iki devletiz."
Karabağ'da şimdi parlak bir istikbali gözetleyen gülen gözler, bu istikbalin ışığıyla aydınlanmış gülen yüzler var. Ne qadar yaraşır sizlere gülmak!
Haydar Aliyev… Çağdaş Azerbaycan'ın mimarı, yeni emeklemeye başlayan Azerbaycan'ı kısa sürede, dünya devletlerinin yarıştığı dev arenaya çıkarmayı başaran deneyimli bir yönetici… Dostunu düşmanını tanıyan, onları birbirinden ayırmayı bilen bilge bir lider… 'Bir millet, iki devlet' formülünü düstur ederek Azerbaycan-Türkiye arasında kardeşlik köprülerini takviye eden ve bu formülün ilkelerini bihakkın uygulamaya koyan kararlı bir irade… Türkiye'ye her daim sevgiyle bakan mütebessim bir çehre…
Sayın İlham Aliyev, merhum Haydar Aliyev'in bıraktığı yerden Azerbaycan'ı hep daha ileriye götüren bir devlet adamı.
İlham Aliyev, merhum Haydar Aliyev'in formüle ettiği 'Bir millet, iki devlet' düsturuyla hareket ederek Türkiye ile olan kardeşlik ilişkisini pekiştirmekte, kardeşliğin gereğini yerine getirmektedir. Sayın İlham Aliyev, Prag'da, Türk heyetinin olmadığı bir ortamda, Türkiye'ye yöneltilen eleştiriler karşısında "Burada Türkiye yok ama ben varım" diyerek öz kardeşliğini gösteren örnek bir tavır sergilemiştir.
Bugün Azerbaycan ordusu kararlılıkla kendisine ait olanı geri alma yolunda önemli başarılara imza atmaktadır. Bu hususta 83 milyon Türk milleti tek yürek olup dualarıyla Azerbaycan halkının yanında yer almakta, muzafferiyet dilemektedir.
Can Azerbaycan'ın yanındayız…
Azerbaycan-Türkiye kardeşliği
Azerbaycan ve Türkiye'nin derin bağlarını en güzel 'Kardeş' sözü ifade eder. AB'nin ve ABD'nin borazanlığını yapan bazı kesimler, Ermenilerin işine gelecek şekilde yorumlarda bulunarak Azerbaycan'ı her platformda köşeye sıkıştırarak yıpratmaya çalışsa da bunlar beyhudedir.
28 Mayıs 1918'de Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti kurulmuştur. 1920 ile 1921 yılları arasında İngilizler tarafından Malta'ya sürülmüş bulunan Türk memurlarının kurtarılması için çalışmalara başlandı. Neriman Nerimanov, Bakü'de bulunan İngilizlerle, Malta'da tutulan Türklerin değiştirilmesini teklif etti. İngiliz hükümeti bu teklifi kabul etmedi. Azerbaycan da Bakü'de bulunan İngiliz esirleri iade etmedi.
1921 yılı içinde Nerimanov'un emri ile Azerbaycan Dışişleri Bakanı Mirza Davut Hüseyinov, kazanılan Birinci-İkinci İnönü Savaşları münasebetiyle çektiği telgrafta, "Bu büyük zaferlerden dolayı Türk halkını Azerbaycan Cumhuriyeti adına kutluyoruz" diyor ve Azerbaycan halkının yardım için 30 sistern petrol, 2 sistern benzin, 8 sistern kerosin gönderdiğini bildiriyordu. Aynı yılın Mayıs ayında Azerbaycan, 62 sistern petrol gönderdi ve savaş bitinceye kadar aynı değerde petrol ve üç vagon dolusu kerosin göndermeyi taahhüt etti. 1922 yılında da Batum yolu ile dokuz bin tondan fazla kerosin ve 350 ton benzin gönderdi.
Mustafa Kemal Paşa, 1921 yılında Nerimanov'a bir mektup yazarak borç para talep etti. Nerimanov, derhal 500 kilo altın gönderdi. Daha sonra da, Rusya'dan aldığı 10 milyon altın rubleyi Ankara'ya gönderdi. Bu yardımlarla ülkenin durumunda belirgin bir düzelme oldu.
Neriman Nerimanov, Atatürk'e, "Paşam, biz Türk milletiyle kardeşiz, kardeş kardeşe borç vermez. Kardeş, her zaman kardeşinin elinden tutar. Biz kardeşiz, her zaman elinizden tutacağız ve tutmaya devam edeceğiz" diyerek Türk devlet adamlığını göstermiştir.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın şu güzel cümlesiyle yazımı tamamlamak istiyorum: "Türkiye tüm imkanları ve tüm kalbiyle dost ve kardeş Azerbaycan'ın yanında olmayı sürdürecektir."
