Çok iyi bilinmelidir ki, herkes elinden gelenin en iyisini yapsa da yapıca çok zarar görmüş bir 20'lik dişin çekimi çok zorlu bir mücadele haline gelebilir. Eğer problemli bir 20'lik dişe sahip olduğunuzu düşünüyorsanız lütfen iyi bir hekime görünmek için fazla beklemeyin. Problemdeki etkinin artması, travmasız bir operasyon ihtimalini de azaltacaktır. 20'lik diş çıkarma bölgeleri dikkatli bir şekilde incelenmelidir, tıpkı diğer kök kanalları gibi. Periodontal hastalıkların; koroner arter hastalıkları, kardiyovasküler rahatsızlıkları ve felçlerle ne kadar ilişkili olduklarını biliyoruz. Bir diş eti problemi gözle görülebilir olsa da çenedeki odaklanmış bir enfeksiyonun göz ile tespiti zor olup yine vücudun tamamına etki edebilir. Diş hekimleri, hatalı 20'lik diş çekimi sonrasında çenedeki bir boşlukta oluşan enfeksiyon olasılığının farkında olmalıdır; özellikle hasta bağışıklık sistemi ile ilgili bir mücadele içerisinde ise. Bu, olası bir kronik enfeksiyonun işaretidir ve diş hekimleri, enfeksiyonun ağız kaynaklı olduğunun tespit edebilmelidir.
ACİL OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORLAR
Size bir örnek vereyim. Çene içerisindeki enfeksiyonlu cepler gözle görülemediğinden, insanlar gerçek olduklarına inanmakta güçlük çekebilirler. Çünkü hastalarım, problemi görmeyip hissetmedikleri için o sırada acil olmadığı veya çok da önemli olmadığı kanısına vardılar. Her defasında da operasyon sonrasında çenelerinden çıkan karşısında şaşkına döndüler. Bir hasta, çenedeki enfeksiyon konusunda onu bilgilendirmem sonrasında geçireceği operasyonu sürekli öteliyordu. En sonunda 6 ay boyunca kronik öksürük ve bronşit problemi yaşadı. Dişleri her zaman kalın bir plak ile kaplıydı. Düzenli diş temizliği için onu görüyordum ve kronik bir öksürüğü vardı. Gözlerinin altında kara halkalar oluşmuş ve kilo vermişti. Ağzındaki bakteri miktarı her zamankinden fazlaydı. Ona çenesindeki enfeksiyonun zaman içerisinde bağışıklık sistemine yük bindirdiğini, işindeki stres ve iş gezileri de eklenerek kronik öksürüğü ve tüm bu ağızdaki zararlı bakterileri ortaya çıkardığını söyledim. Çene bölgesinin temizlenmesi için operasyon geçirmesi gerektiğini ilettim. Bu vakada, geçmişte 20'lik diş çekimi olmamıştı. Sonunda operasyona ikna oldu. Çenenin içerisinde tam anlamıyla oluşumunu tamamlamış, zamanla da griye dönmüş bir 20'lik diş bulunuyordu. Gömüktü ve yana yatıktı. Bu kadının küçük çenesinde dik bir şekilde uzayacak bir yeri olmamıştı. Unutmadan, hastamız bebekliğinde hazır mama ile beslenmişti, anne sütü ile karşılaştırıldığında çok da besleyici değil.
20 YILDIR BASKI OLUŞTURMUŞ
Sonuç olarak çene az gelişmişti ve tüm dişleri kalabalık halindeydi. Çenesinde 20'lik dişe yer bulunmuyordu. Bu gömük 20'lik diş olduğu yerde yaklaşık 20 yıldır duruyor ve hastanın bağışıklık sistemine sürekli ve sabit bir baskı oluşturuyordu. Ameliyattan hemen sonra denebilecek kadar kısa bir süre içerisinde öksürük problemi ortadan kalktı, göz altındaki siyah halkalar ve diş plakları hızla yok oldu. Hastanın aylık tekrar eden çenesindeki akne problemi ortadan kalktı, hormon ve bağışıklık sistemi tekrar denge kazandı. Tüm bunlar 15 dakika süren basit bir gömük dişin çekimi ve bölgenin temizlenmesi operasyonu sonrasında oldu.
FLORİDSİZ DİŞ MACUNU KULLANIN
AĞIZ-vücut bağlantısını; bambaşka, ama genel sağlığımız ile de çok önemli olan bir örnek üzerinden ele alalım. Suyun floridizasyonu konusunu bir de ağız sağlığı yönünden değerlendirin. Bu tartışmaya açık uygulama, diş çürüklerini engellediği iddiasında bulunan Amerikan Diş Hekimleri Örgütü tarafından desteklenmektedir; her ne kadar 2001 yılında su floridizasyonunun hormon sağlığına zarar verdiğini gösteren Caries Araştırması yayınlanmış olsa da. Araştırma, içme suyundaki yüksek florür konsantrasyonunun epifiz bezinde kireçlenmeye, epifiz bezindeki fonksiyonel problemin de depresyon, uyku problemi ve ruh sağlığı bozulmalarına yol açtığını göstermektedir.
TÜMÖRE SEBEP OLUR
Melatonin dengesindeki bozulma, aynı zamanda tümör büyümesi ile de ilişkilendirilmektedir. Bir başka araştırma da, florürün tiroitin fonksiyonlarını durdurduğunu göstermiştir. Tiroit hormonlarının görevi, her hücrenin metabolizmasının düzenlenmesidir; bundan dolayı tiroitin baskı altına alınması tüm vücut ve ruh sağlığı üzerinde zararlı etki doğurur. Epifizin kireçlenmesi ve tiroit bezinin baskı altına alınması gerçekleri sebebiyle, endüstri tipi florit (fluosilisik asit) gibi fosfat gübre endüstrisinin çok zararlı bir yan ürününün şehir içme suyuna karıştırılması uygulamasına karşı tedbir alınması gerekir. Diş macunlarında da floridsiz olanları öneririm.
BESLENME VE DİŞ ÇÜRÜMESİ
DIŞLERDEKI boşluklar yeterli beslenemenin göstergesidir. Günümüzde ticari tarım uygulamalarının topraktaki minerali eksiltmesi sebebi ile kronik mineral eksikliği sıkça görülmektedir. Problem, en dış toprak katmanındaki kalitenin düşmesidir; ekinlerimiz, atalarının aldığı kadar mineral alamamaktadır. Kronik mineral eksikliği, yemeği çiğnedikten sonra ağızın daha asidik hale gelmesi ve bunun düzenlenmesinde vücudun yeterli minerali bulamaması durumuna ve dolayısıyla diş çürüklerine sebep olur. Asit, diş minesini aşındırır.
GIDA, BESLEYICI OLMALI
Yeterli mineral olmazsa, diş minesi zayıflar ve bakteriyel çürümeye daha açık hale gelir. Özür dilerim ama suya endüstri tipi florit karıştırıp içmek de mineral eksikliğini gidermez! Sadece dişlerinizde florit biriktirerek onları daha kırılgan hale getirir. Mineral eksikliğinin giderilmiş olması için günlük olarak bir dizi mineral ve bazı elementleri almanız gerekir; sağlıklı toprakta yetişmiş sağlıklı ve besleyici gıdalardan alacağınız türden. Büyükannenizin tavuk çorbasını, kemiklerin 72 saat kaynatılarak tüm minerallerin suya aktarılmasını sağlayan yöntemi düşünün.
HAPLAR IŞE YARAMAZ
Eğer bu şekilde beslenmiyorsaniz kaliteli bir mineral takviyesi kullanmanızı tavsiye ederim. Kalite olarak anlatmak istediğim, çok geniş bir yelpazedeki mineral ve diğer elementlerin kolloidal suspensiyon (sıvı) olarak alınmasıdır. Kronik mineral eksikliğini, vücudunuzun sindirmekte zorlandığı ucuz kalsiyum hapları ile gideremezsiniz. Dişleriniz, mineral eksikliği duyup duymadığınızı size bildirirler. Besleyici bir gıda rejimi uygulayanlar diş çürümeleri yaşamazlar, buna çocuklar da dahildir. Bir tek diş çürümesi değil, diş ve kemik eksilmeleri ve kayıpları da bu konu ile ilgilidir.
20'LIK DIŞI DE BOZAR
Kronik mineral eksikliği, hamile kadınlarda gebelik sürecinde diş kayıplarına sebep olabilir. Vücut, mineral eksikliğini kemik ve dişlere gönderdiği minerallerden alıp büyüyen cenine aktaracak kadar akıllı davranacaktır. Çocuklarda kronik mineral eksikliği çene yapısında bozulma, bu da dişlerde çarpıklık, hayatının ileriki safhalarında da 20'lik dişte bozulmaya sebep olabilir. Çeneyi diş telleri ile şekle sokmak sonrasında etkilenmiş 20'lik dişi etkisiz hale getirmenin ise ana problem olan kronik mineral eksikliği durumuna bir etkisi olmayacaktır.