Ağız içi, vücudun en kirli bölgelerinden biridir. Ağız içinin, içinde bulunduğumuz gezegendeki insanlardan çok daha fazla bakteri barındırdığı söyleniyor. Fakat bu açıklama size ne kadar inandırıcı gelir tahmin etmekte zorlanıyorum. Ağız içi doktorasını mikrobiyolojide yapmış bir diş hekimi olarak; ağız, bakteri bolluğuna evsahipliği yapıyor diyebilirim. Ağızdaki bakterilerin hepsi zararlı değildir, faydalı olanları da ağız içi dengenin sağlanmasında önemli rol oynar. Değişik türlerde bakterilere evsahipliği yapan ağız boşluğunun bakteri dengesi değiştiğinde ağız içi hastalıklar baş gösterir. Oranların değişikliği genel sağlık problemleriyle ilişkilenir ve daha vahim problemlere sebep olabilir. Ağız boşluğundaki bazı bakterilerin diş eti problemlerinden dolayı artmasıyla kan dolaşımındaki bakteriler kalbe gidebilir ve kalp krizine neden olabilir.
HASTALIKLARA SEBEP OLABİLİR
Mikrobiyoloji alanında almış olduğum doktoranın konusu olan 'Ağız boşluğunun iltihabi hastalıklarının teşhis, tedavi ve önleme tedbirlerinin efektifliğinin yükseltmesinin mikrobiyolojik aspektleri' idi. Bu başlık adı altında yaptığım laboratuvar araştırmalarında; ağız içine implant yapıldığında, ortodontik tel takıldığında, diş eti problemleri arttığında, dişler üç gün fırçalanmadığında; normalde iyi geçinen farklı türdeki bakteriler birden oranlarının değişmesiyle, bazılarının sayılarının azalıp bazılarının artmasıyla hastalıklara sebep olabiliyorlar sonucuna ulaştım.
785 BİN HASTA İNCELENDİ
Uzun süren ve ısrarla geçmeyen diş ağrısına; baş ağrısı, çene ağrısı veya terleme eşlik ediyorsa kalp krizinden şüphelenilmelidir. Amerika'da yapılan bir araştırma, her ne kadar tuhaf gelse de diş ağrısının, kalp krizinin göstergesi olabileceğini ortaya çıkardı. Birçoğunuz fiziksel olarak zor ve stresli bir şeyler yaşarken dişlerinizde ağrı hissetmiş ve biraz dinlendikten sonra hemen bir rahatlama yaşamışsınızdır. Sizlere çok korkutucu gelebilir ama bazı ufak nedenler sonucunda gelişen kalp daralması nedeniyle, kalp kasına oksijenli kanın yetersiz pompalanmasından kaynaklanan kalp krizi belirtileri olabilir, çenenizin sol tarafına doğru yayılan bir ağrıyı ateşleyebilir. Kalp hastalığı öyküsü olan hastalar, ani bir diş ağrısı sonrası (özellikle de iyi bir ağız sağlığına sahip olan bireylerde) ise kalp krizi geçirebileceğinden şüphelenerek dikkatli olmalıdırlar. Sıkı durun, zira son yıllarda yapılan araştırmalar, dişlerinizdeki çürükler ve dişetlerinizin sağlığı ile kalp krizi geçirme, hatta ve hatta daha da ileri gidersek inme geçirme riskinizle direkt bir ilişkiyi ortaya koyuyor. Daha üç ay önce Japonya'da yayınlanan, 47 eyalette 785 bin 591 hastanın altı sene boyunca takibini içeren araştırmanın sonucunda; 65 yaş üzeri ve diş çürüğü veya dişeti enfeksiyonu olan hastaların, ani kalp durmasına bağlı ölüm oranının ağız hijyeni iyi olan hastalarla kıyaslandığında beş kat fazla bulunduğu açıklandı. Bununla artık tüm diş hekimleri ve kalp hastalıkları ile uğraşan doktorlar, hastalarına bu konunun önemini ısrarla vurgulamaya başladılar. Buna ek olarak şu ana kadar yayınlanmış ve periodontal hastalık ile kalp krizi geçirme ilişkisini açıklayan, ağız hijyeni bozuk olan hastalarda bypass ameliyatı olma riskinin arttığını bildiren ve daha da ilgi çekicisi bozulmuş ağız hijyeninin her iki şah damarımızın medya tabakasında kalınlaşmaya yol açarak inme riskini artırdığını bildiren çalışma sonuçları; artık bu konudaki şüphelerimizi tamamen ortadan kaldırmıştır.
ÖNCE ANTİBİYOTİK KULLANILMALI
Ağız sağlığı; doğumsal kalp hastalığı olan çocuklarda ve kalp kapak hastalığı olan erişkinlerde çok önem kazanmaktadır. Çürük dişlerde oluşan bakterilerin bu dişlere yapılacak dolgu, çekim gibi tedavilerde kana karışması ve daha sonra zaten enfeksiyona yatkın bir bölge olan kalbin sorunlu bölgesine yerleşerek burada çoğalması, 'İnfektif Endokardit' adını verdiğimiz kalbin iç yüzeyini kaplayan dokunun enfeksiyonuna yol açar. İnfektif endokardit, hayati riski yüksek bir enfeksiyondur. İnfektif endokardit açısından bir diğer riskli grup ise yapay kalp kapağı, kalp yaması, kalp pili gibi operasyonla kalbine bir protez yerleştirilmiş hastalardır. Dişlerde oluşan bakteriler, kalbe yerleştirilmiş olan protezin üzerinde çoğalarak, 'Protez endokarditi' diye adlandırdığımız son derece ölümcül bir tablonun oluşmasına yol açar. İşte bu tarz hastaların diş hekimleri ile çok iyi bir iletişimde olmaları ve bu tür istenmeyen sorunların önüne geçmek için de dişlere yapılacak her türlü girişimden önce uygun antibiyotik tedavisine tabi tutulmaları hayati önem taşır. Yüksek tansiyon, diş tedavisi sırasında olumsuz durumlara yol açabilir. Yüksek tansiyonunuz varsa ve ilaç kullanıyorsanız, bunu implant yaptırmadan önce diş hekiminize mutlaka söyleyin. Kontrolsüz veya ilaçla kontrol altına alınan yüksek tansiyon, herhangi bir implant tedavisinin planlamasında önemli bir kriterdir. İmplantlar kemiğe yerleştirilir; kan basıncının kemik oluşması üzerinde herhangi bir etkisi yoktur. Kan basıncını kontrol altına almak için ilaç kullanılmalı, ağrıları ve sonuçta ortaya çıkan kaygıyı gidermek için ağrı kesici ilaçlar verilmelidir; ancak bunların ikisi de implant tedavisi uygulanan yüksek tansiyonlu hastalar için büyük soruna neden olabilir.
YÜKSEK TANSIYONLU HASTALARDA IMPLANT BAKIMI
İmplant tedavisinden sonra iyileşme periyodu içinde önemli noktalar vardır. Kontrol altına alınmayan yüksek tansiyon, oksijenin ve besin maddelerinin damarlara ve kılcal damarlara verilmesini sınırlar; bu da hücrelerin yenilenme ve iyileşme yeteneğini azaltır. Ağızda açık yaralar ile uzun süren enfeksiyon, şişmeye yol açar ve zararlı bakterilerin kan dolaşımına girme riskini artırır.
DİŞ ETLERİ ŞİŞEBİLİR
İlaçla tedavi edilen kan basıncının, implant yerleştirildikten sonra iyileşme üzerinde çok az etkisi vardır ancak yine de diş hekimi ve hasta arasında tartışılması gerekmektedir. Çoğu implant işlemi, yüksek derecede hızlı bir iyileşme süresine sahiptir ve hastalar birkaç gün içinde ağrı yönetimi olmaksızın normal aktivitelere devam edebilir. İmplant işlemini takip eden daha büyük endişe, diş eti sağlığı ve ağız hijyenidir. Kalsiyum kanal blokerleri, genellikle diş etlerinin hafifçe şişmesine ve aşırı büyümesine neden olur; bu durum onları temiz tutmayı daha zor hale getirir. İmplantlar ve implant destekli protezler; kavite ve diş eti hastalığına karşı bağışık olsa da, diş eti tahrişi zararlı olabilir ve dental implant tedavisinin bütünlüğünü korumak için kaçınılmalıdır. Yüksek tansiyonunuz varsa veya tansiyonunuzu ilaçlarla kontrol altında tutuyorsanız, diş hekiminize söylemenizdir. Diş hekiminiz, işlem sırasında sizi nasıl güvenli ve rahat tutacağını bilecek ve gülümsemenizi size geri verdikten sonra implantlarınızın bakımı için sizi bilgilendirecektir.