Bazı yabancı gazetelerin Hakan Fidan'ı hedef alan haberlerini herkes gibi ben de eleştirdim. Yalnız, bir noktayı unutmamak gerekir: Bu tip kampanyaların Fidan'ı ve hükümeti yıpratması mümkün değil. Hatta tam aksine, yabancı müdahale Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını rahatsız eder; tepki yaratır; iktidara sempatiyi arttırır. Öyleyse kampanyanın yıpratmaktan ziyade başka bir maksadı olabilir mi... Bunu düşünmek lâzım.
Ayrıca, Fidan'a yönelik dış kaynaklı eleştirilerden hükümet adına prim toplama çabalarına da rastlıyoruz: AK Parti sayesinde Türkiye bölgede lider ülke haline geliyormuş, etkisini arttırıyormuş... Yeni Türkiye'yi çekememezlik söz konusuymuş!!!
Fazla teferruata girmeyeceğim. Ama, dış politikamızın sonucunda hemen hemen bütün komşularımızla papaz olmadık mı? Suriye'de yanlış hesap yaptığımız için, ülkemizi tehditlere açık bir konuma getirmedik mi? Daha 2 sene önce Birleşmiş Milletler'de İran'ı aslanlar gibi savunmuş, yaptırımlara red oyu vermiştik. Şimdi Suriye yüzünden, İran'la arayı bozmadık mı? Mısır'da Müslüman Kardeşler'le kendimizi o kadar özdeşleştirdik ki, başta Suudi Arabistan olmak üzere diğer Arap ülkeleriyle ters düştük. Oysa Suriye'de, Suudi Arabistan'la aynı çizgideydik. "İsrail'le aramız artık düzeliyor; özür de dilediler" diye sevinirken, Mısır darbesinin arkasında İsrail'in olduğunu söylediğimiz için, sadece İsrail'in değil, ABD'nin de hışmına uğradık. Rusya-ABD ittifakı ile Suriye'de oyun kurucu rolünden dışlanmadık mı? Ve sonunda "değerli yalnızlığımız"la baş başa kaldık.
Kusura bakmayın ama bu durumda "Bölgede lider ülke konumuna yükselen Türkiye kıskançlık yaratıyor" iddiasına katılamayacağım. Yabancı kaynaklı yazılar da hükümeti yıpratamayacağına göre, "Acaba bunun arkasında ne olabilir?" diye biraz daha derin düşünmek gerektiğine inanıyorum.