Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Dink suikastı

Hrant Dink suikastı basit bir çetenin işi değil. Milli Güvenlik Kurulu, 2001'de misyonerliği tehdit olarak gören bir karar almış, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nde de bu tehdide yer verilmişti. MGK genel sekreterleri Tuncer Kılınç ve Şükrü Sarıışık, misyonerlik tehdidinin yakın takibini yaptılar. Bir yandan "azınlıkların misyonerlikte öncü rol üstlendiği" işlendi, bir yandan da dinlerarası diyalog (dolayısıyla Fethullah Gülen) misyonerliğin yolunu açan bir unsur olarak kitlelere takdim edildi.
Zaten, Hrant Dink'in başına bu olay "Sabiha Gökçen Ermeni asıllı" dediği için gelmişti. İlhan Selçuk'a göre, bu iddianın arkasında "Türkiye'yi parçalamak, bölüşmek isteyen dış güçler vardı."
"Sabiha Gökçen Ermeni asıllı" demek, soykırımı ve tehciri kabullenmek anlamındaydı. Genelkurmay himayesinde birçok ilde misyonerliğin tehlikesini anlatmak için konferanslar veren Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol "Ülkenin bölünmez bütünlüğüne yönelik tehditler bir piramit arz ederse, bunun en tepesinde azınlıklar vardır" diye konuşuyordu.
Birinci Ergenekon iddianamesi de misyonerliğe atıfta bulunuyor; "Şüphelilerin misyonerlik temasını yoğun olarak kullanmak suretiyle, azınlıklar ve misyonerlik konusunda toplumu kin ve düşmanlığa sevk edecek biçimde eylem yürüttüklerini" belirtiyor.
Dink suikastını büyük fotoğraftan koparırsak, olayın aydınlanmasını önleriz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA