Suriye, saatli bomba gibi yanı başımızda.
Çok tehlikeli bir süreç başladı.
ABD müdahalesi, rejimi hedef almayacağına göre, barış da getirmeyecek.
Esad yerinde kalacak; belki biraz zayıflayacak. Zaten ABD'nin de istediği bu değil mi? Taraflar yenişmesin, kargaşa ve istikrarsızlık devam etsin. Çünkü iki tarafa da sempatileri yok. Esad- İran- Hizbullah ekseni ABD'nin işine gelmez. Öte yandan muhalif gruplar içinde El Kaide'yi temsil eden El Nusra var. Esad'ın boşalttığı bölgeye onlar yerleşirse, Pakistan'daki Taliban gibi, sürekli terör üretmeye elverişli bir aktör bölgeye yerleşir.
Irak tecrübesi, Ortadoğu bataklığına mesafeli durma gereğini ABD'ye gösterdi. Irak'ta yüz binler öldü. Ama bu ülkede istikrar mı var? Demokrasi kurum ve kurallarıyla işlerlik mi kazandı?
Hayır... Her an iç savaş başlayabilir.
Irak'ın birlik ve bütünlüğünü muhafaza etmesi küçük bir ihtimal.
Suriye'de ahlâki, fakat fazla cüretkâr bir dış politikayı benimsediğimiz ortada. Bütün dünya ilkeli davransa, o zaman haklı olabilirdik. Ama herkes kendi çıkarını düşünürken, biz, hem de komşularımızla kötü kişi olduk.
Suriye sorunu sadece Esad'la bitmiyor ki! İran'a da sirayet ediyor; Rusya'ya da. Tıpkı Mısır meselesinin Sisi'yle sınırlı olmadığı gibi. Sisi'ye karşı çıkınca, Suudi Arabistan'la, Katar'la da ters düşüyorsunuz. Sonra da, Suriye sorununda ters düştüğünüz Suudi Arabistan'la işbirliği yapmak zorunda kalıyorsunuz.