Büyükelçi Ricciardone'nin, ABD Bağımsızlık gününde gönderdiği davetiye ilginçti. Üzerinde Atatürk'ten ve John Kennedy'den düşünce özgürlüğünü destekleyen alıntılar vardı:
"Fikir cereyanları cebir, şiddet ve kuvvetle reddedilemez. Bilakis takviye edilir. Buna karşı en müessir çare, fikir cereyanına mukabil fikir cereyanı vermek. Fikre, fikirle mukabele etmektir." (Mustafa Kemal Atatürk)
"Gerçekleri, yabancı fikir ve felsefeleri ve rekabetçi değerleri Amerikan halkına göstermekten korkmayınız. Halkın gerçekleri ve yanlışları açık bir ortamda ayırt etmesinden korkan bir ulus, kendi halkından korkan bir ulustur." (John Kennedy)
Bu cümlelerden alınanlar çıktı. "Türkiye demokratik, şeffaf, şiddet olmayan her türlü düşünceye açık" diye itiraz ettiler. Eğer bu iddianıza, sizden başka kimse katılmıyorsa, onları suçlamak yerine "Nerede yanlış yapıyorum?" diye kendinize bakmak zorundasınız.
Hep Laz'ın fıkrası aklıma geliyor. Ters yola sapan Laz, radyoda "Dikkat... Dikkat... Bir sürücü ters yönden geliyor" uyarısını duyunca kendi kendine söylenir: "Sadece bir kişi değil, herkes ters yönden geliyor."
Sizce Laz haklı mı?