Alkol Yasası Çankaya'da. Abdullah Gül, hukukçulara inceleteceğini söyledi. Meseleye sadece hukuk açısından bakılmamalı; muhataplarında uyandırdığı "dışlanmışlık" ve "ötekileştirilme" duygusu dikkate alınmalı.
Yeni yasa, medeni dünyada mevcut olmayan bazı uygulamaları da getiriyor.
Meselâ: Alkollü içkiler işletme dışından görülecek şekilde perakende olarak satışa arz edilemez. Kanun kapsamına giren ürünlerin perakende satışının yapıldığı yerler ile okullar, dershaneler, öğrenci yurtları ve ibadethaneler arasında en az 100 metre bulunması zorunludur.
Alkollü içkilerin her ne surette olursa olsun reklamı veya tüketicilere yönelik tanıtımı yapılamaz. Türkiye'de üretilen veya ithal edilen alkollü içkilerin ambalajlarının üzerine zararları belirtilen Türkçe yazılı uyarı konulur. Bezik ve briç salonlarında, kapalı spor salonlarında içki satılamaz. Televizyonda yayınlanan dizi, film ve müzik kliplerinde alkollü içkileri özendirici görüntülere yer verilemez.

Neden içkilerin vitrinde teşhiri engelleniyor? Niçin bakkal ya da market gibi perakendecilerin içki satması da 100 metre yasağı içine giriyor? İçki etiketlerine uyarı yazısının konulmasının sebebi ne? Bu uygulamalar, gençleri korumanın haricinde, alkol kullanana "Kötü yoldasınız" mesajı taşımaz mı? Böyle bir algı yaratmaz mı? Perakendecinin dükkânı el değiştirdiğinde, birinci derecede akrabalarına devretmediği takdirde, içki satış ruhsatı iptal edilecek. Bu durumda, dükkânının değeri düşmüyor mu? Esnaf mağdur olmuyor mu?
Dizi ve filmlerde içkiye özendirilmesin şartı, özgür sanata müdahale gibi değerlendirilir. Her türlü içki reklamının görsel yanında, yazılı medyada da yasak olması, Türkiye'nin diğer medeni ülkelere kıyasla çok daha yasakçı ve katı bir tutumu benimsediğini gösteriyor.
Spor tesislerinde içki yasağı, tenis, golf ya da spor salonlarının lokallerini kapsayacak mı?
Madem bir kesimin "ötekileştirilme" hissiyatına kapılmaması önemli, o zaman Abdullah Gül meseleye biraz da bu açıdan bakmalı.