Adamın biri eşeğini satıyormuş.
- Kaça bu eşek?
- Bin lira.
- Aldım gitti. Ver elini helalleşelim.
Birkaç kişi alıcının kulağına fısıldamış: "Eşek topal, onun için ucuza verdi."
- Topal değil, tırnağının arasına taş sıkışmış; topal sandığından ucuza elden çıkarttı.
Eşeği satana koşmuşlar:
- Yahu eşek topal değilmiş, tırnağına taş sıkışmış.
- Eşek topal ama, öyle sansınlar diye taşı tırnağına ben koydum.
Alıcıya koşmuşlar:
- Eşek gerçekten topalmış. Seni kandırdı parayı aldı. Alıca dövünmeye başlamış:
- Vay namussuz. Eğer verdiğim para sahte olmasaydı beni kazıklayacaktı.
"Siz hiçbir sarrafın bağırdığını duydunuz mu? / Kıymetli malı olanlar bağırmaz. / Domatesçi, zerzevatçı bağırır ama, kuyumcu bağırmaz. / Eskici bağırır ama, antikacı bağırmaz. / Düşünce bağırmaz. İnsan bağırırken düşünemez." Necip Fazıl Kısakürek