28 Şubat iddianamesi yakında açıklanacak.
12 dalga gerçekleşti; 76 tutuklu mevcut.
1. Ordu Komutanı Yalçın Ataman da dahil çok sayıda subay da tutuksuz yargılanıyor.
Davaların bu kadar geniş tutulmaması gerektiğine inanıyorum. Çünkü siyasete müdahale biçiminde özetleyebileceğimiz TSK mensuplarının işledikleri "suçlar", aslında yerleşmiş yanlış bir zihniyetten kaynaklanıyor. Askerler, "cumhuriyeti koruma ve kollama" adına harekete geçmeyi görevleri sanıyor. Emirkomuta zinciri içinde bu gibi işlere giriştikleri için, suç işlediklerinin de farkında değiller.
AK Parti hükümeti gelinceye kadar bu hep böyle oldu. 27 Mayıs'tan sonra, Ali Fuat Başgil, cumhurbaşkanı adaylığından çekilmeye mecbur bırakıldı. Cemal Gürsel seçtirildi.
Demokrat Partililerin siyaset yasağını TBMM kaldırıyordu, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, Süleyman Demirel'i Çankaya'ya çağırdı.
Af teklifi geri çekildi. 12 Mart muhtırası ile hükümet istifaya zorlandı. 8 yıllık kesintisiz eğitim, siyasi iktidar istediği için değil, askerin arzusu böyle olduğu için çıkarıldı. Merve Kavakçı'yı Genel Kurul salonundan dışarıya atan milletvekillerinin iradesi değildi.
Kavakçı yola devam etseydi, darbe geliyordu.
Üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakacak anayasal düzenleme, MHP'nin de katkısıyla ve 411 oyla TBMM'den geçti. Ama bu yüzden AK Parti aleyhine kapatma davası açıldı. Kim bizi Anayasa Mahkemesi üyelerinin kendi hür iradeleriyle davrandığına inandırabilir?
Şimdi Türkiye bir dönüşüm geçiriyor.
Yargılamalar sayesinde daha geniş kitleler ve tabii ki askerler siyasi iktidarı aşarak cumhuriyeti koruma ve kollamanın demokrasiye aykırı bir tavır olduğunu yavaş yavaş idrak ediyorlar.
Ortada hafifletici bir sebep var. Siyaseti şekillendirmenin suç olduğu daha yeni yeni anlaşılıyor.