Gündemin en önemli konusu dokunulmazlık. AK Parti, basına kapalı bir istişare toplantısı yapmak suretiyle aykırı düşünceleri ikna etmek çabasında. Malum Anayasa'nın 83'üncü maddesine göre grup kararı alınamaz. Sonuç itibariyle her milletvekili oyunu vicdanı doğrultusunda kullanacak. Parti içi demokrasinin bulunmadığı bir ortamda, vicdan ne ölçüde geçerli, bunu da ilerleyen günlerde göreceğiz.
Tayyip Erdoğan, BDP'ye yönelik eleştirilerinde haklı. Bu parti üyeleri PKK ile arasına mesafe koyamadı; koyamaz da. Çünkü onların esas lideri Öcalan. Dokunulmazlıklar kaldırıldığı takdirde, muhtemelen yargı, örgüt mensuplarıyla kucaklaşmayı "teröre destek" olarak değerlendirecektir. Acaba, bu tabloyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) hangi gözle görür? Siyasi partilerin kapatılması konusundaki kararlar belki bize ışık tutabilir. AİHM, Birleşik Komünist Partisi, Sosyalist Parti, Özdep, HEP gibi partiler hakkında Anayasa Mahkemesi'nin kararlarını Sözleşme'ye aykırı buldu. Buna mukabil, Mehdi Zana'nın mahkûmiyetini haklı bir müdahale olarak gördü; ETA ile ilişkili Herri Batasuna ve Batasuna isimli İspanyol partilerinin kapatılmasını da, Sözleşme'yi ihlâl olarak değerlendirmedi.
Son söz: Terörle ilişki dolayısıyla yargı sürecinin başlaması haklı görülse dahi, siyasi sonuçlar düşünülmelidir.