AK Parti hükümeti, seçimlerde imam hatiplerle ilgili verdiği sözlerin tümünü yerine getirdi. YÖK'ün eşitsizlik yaratan katsayıyı kaldırması önemli bir adımdı. 4+4+4 ile bu okulların orta kısımlarının açılması, ikinci adımı teşkil etti. 28 Şubat'ta imam hatiplerin orta kısımlarının kapatılması ve katsayı uygulaması yanlıştı. Bu yanlıştan dönüldü. Buna mukabil, imam hatip konusunda farklı düşünenlerin olduğunu iktidar mensupları akıldan çıkarmamalı ve bir "cepheleşme" yaratmadan yola devam edilmeli.
Türkiye İmam Hatipler Vakfı'nın 24 Nisan-18 Mayıs 2012 arasında yaptığı araştırmanın sonuçları halkın çoğunluğunun imam hatiplerin kapatılmasına karşı çıktığını gösteriyor.
"İmam hatip liseleri kapatılmalıdır." Katılmıyorum % 62; Katılıyorum % 16. Sadece AK Parti değil, CHP'ye oy verenlerin de önemli bir bölümü imam hatiplerin kapatılmasını talep etmiyor. "Katılmıyorum" diyen CHP'lilerin oranı % 50; "Katılıyorum" diyenler % 26.6'da kalıyor.
Dolayısıyla, yeni bir kutuplaşma yaratmadan haksızlıkların tamiri yoluna gidilmeli. İmam hatiplerin kapatılmasını istememekle birlikte, okullara kuşkuyla bakan bir kesimin varlığı göz ardı edilmemeli: Aynı araştırmaya göre, "İmam hatip liseleri bir siyasal görüşün arka bahçeleridir" diyenler % 35; "Bu düşünceye katılmıyorum" cevabını verenler % 38. CHP'lilerin % 46'sı imam hatipleri, bir siyasal görüşün arka bahçesi olarak değerlendiriyor. CHP'lilerin sadece % 30 bu düşüncenin karşısında.
İmam hatiplerin orta kısmının açılmasına, katılımcıların % 52'si olumlu, % 28.5'i olumsuz bakıyor. Parti tercihleri açısından, CHP'lilerin % 49.4'ünün bu okulların orta kısımlarının yeniden açılmasını uygun bulmadığı anlaşılıyor.
Demek, imam hatiplerin gelişmesi, öğrenci sayısının artması konusunda, toplumda olumlu bakanların yanı sıra, bir direnç ve endişe de mevcut. Dolayısıyla, iktidarın dili biraz daha yumuşak, biraz daha bütünleştirici ve kaygıları yatıştırıcı olmalı.