Bingöl'ün Karlıova ilçesinden kent merkezine dönen Çevik Kuvvet polisleri, karayoluna döşenen bombanın kurbanı oldu; 8 şehidimiz var. Aynı gün, Afyon şehitlerini gözyaşları içinde uğurluyorduk. Bir gün önce Hakkâri Çukurca'da, uzaktan kumandalı mayın patladı; 4 askerimiz hayatını yitirdi.
Acılar katlanarak artıyor. Gazeteler ölüm bültenine döndü. Terör Türkiye'nin üzerine kâbus gibi çöktü. İktidar bu konuda başarısız. Ama şiddeti, siyasi malzeme yapmak doğru değil. Dolayısıyla, Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Afyon'daki patlama % 99 sabotaj" demesi kafaları bulandırmaktan başka bir işe yaramaz. Neye dayanarak bu tespiti yaptığını söylemediğine göre, sorumsuz bir davranış içinde olduğunu rahatça ifade edebiliriz. Resmi açıklamalara rağmen sabotaj ihtimalinde ısrar edenler, sebebini de belirtmek zorunda. Meselâ Ümit Boyner "Afyon gerçeğini öğrenmek istiyoruz" diye konuştu. Genelkurmay Başkanlığı ve savcılık sabotaja dair bir bulgu elde edilmediğini söylediğine göre "gerçek" acaba nedir? Peki neden sabotaj "gerçek" de, kaza ihtimali "gerçek dışı" sayılıyor?
Sorumlu mevkide bulunanlar, boğazın 9 boğum olduğunu düşünerek konuşmalı. Böyle bir ortamda, birbirimizi suçlamak ve gerginliği arttırmak yerine, tırmanan terör eylemlerine çare bulmaya çalışmalıyız.