Uluslararası dengeler değişiyor; Kürtler, kendilerine Suriye'de alan açmaya çalışırken, bunun Türkiye'ye de yansımaları oluyor. Zaten, Oslo müzakereleri sonuç vermeyince, PKK harekete geçti; kamuoyunu yönlendirecek ve hükümeti baskı altına alacak eylemlerini şiddetlendirdi. PKK'nın amacı, Kürt halkının hak elde etmesini sağlamaktan ziyade "Birlikte yaşayamıyoruz" izlenimini güçlendirmek. Şemdinli'de "kurtarılmış bölge" yaratmaya hazırlanıyorlardı. Bunun için ilk adım olarak, 23 Temmuz'da, Şemdinli Derecik Yolu'nun 10'uncu kilometresinde kimlik kontrolü yaptılar. 24 Temmuz'da bu eylemi tekrarladılar. Türk Silâhlı Kuvvetleri alan hâkimiyetine izin vermedi.
Bununla beraber, yöre halkının çok büyük sıkıntı yaşadığı duyumlarını alıyoruz. Vatandaş iki ateş arasında kaldı. Pek çok köylü, evini barkını, hayvanını, eşyasını bırakıp Şemdinli merkeze ve civardaki daha güvenli köylere göç etti. Zaten büyük bir fukaralık yaşanıyor. Daha da beter vaziyete düştüler.
PKK, Türkiye'de Kürt baharının ateşlenemeyeceğini anladı. Hatta bu davranışıyla, örgüt, bırakınız devrimi ateşlemeyi, tepki de topluyor. Tamam! Hükümet de gereken adımları tam olarak atmıyor; geciktiriyor; noksan bırakıyor ama PKK zihniyeti de barışın önünde en büyük engel.