Hilmi Özkök, ifadesinde, 1. Ordu Komutanlığı'nda düzenlenen Plan Semineri'nde, amaç dışına çıkıldığını belirtti. O sırada Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman, Çetin Doğan'ı iç tehdide yönelik bir oyun planı tertip etmemesi için uyarıyor ama Doğan ona kulak asmıyor. Üstelik "jenerik senaryo" denilen konuşmalarda, kişilerin ismi verilerek nasıl gözaltına alınacakları bile anlatılıyor. Hilmi Özkök, bunun da doğal bir durum olmadığının altını çizdi.
2003 Mart'ında 1. Ordu'da tertip edilen toplantının sonunda Çetin Doğan'ın konuyu şöyle özetlediğini görüyoruz (Teyp kayıtları):
"Genelkurmay Başkanı'na diyeceğim ki, 'Siz Meclisi ve hükümeti uyarıcı, bu gidişe dur deyici bir ültimatom verin gerekirse. Gerekirse çağırın, bu işin sonu b...tur' deyin. Evvela ulusal birliğimizin... Buraya öyle yazmışım. İnandırıcı bir Milli Mutabakat Hükümeti kurulması suretiyle, halkın tasvip edeceği tarafsız, bağımsız... Bütün bu gailelerden sonra seçime götürecek bir hükümetin kurulması en önemli, birinci öncelik..."
Çetin Doğan, biraz fazla ileriye gittiğini anlamış olacak ki, konuşmasına farklı bir mahiyet vermek için "Bu bir jenerik senaryo" diye ilâve ediyor.
Zaten, Balyoz'da ön planda olan Şener Eruygur, Özden Örnek, İbrahim Fırtına, Hurşit Tolon, Şükrü Sarıışık, Fevzi Türkeri gibi isimlerin yasa dışı faaliyetlerine, Çetin Doğan'ın Ağustos 2003'te emekliye sevk edilmesinden sonra da şahit oluyoruz. Aralık 2003'te, komutanların Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile ve daha önce ya da daha sonra kendi aralarında düzenledikleri toplantılar, ortaya atılan görüşler, bir an önce müdahale edilmesi arzusunu yansıtıyor.
Balyoz rafa kalktı; buyurun "Sarıkız" eylem planına.