Lozan Antlaşması'nın "Azınlıkların korunması" bölümünde yer alan 39'uncu maddesi şöyle:
Madde 39: "...Herhangi bir Türk uyruğunun gerek özel, gerek ticaret ilişkilerinde dil, basın ya da her çeşit yayın konularıyla açık toplantılarında, dilediği dili kullanmasına hiçbir kısıtlama konulmayacaktır. Devletin resmi dili bulunmasına rağmen, Türkçe'den başka bir dil konuşan Türk uyruklarına, mahkemelerde kendi dillerini sözlü olarak kullanabilmeleri bakımından uygun düşen kolaylıklar sağlanacaktır."
39'uncu madde, sadece Müslüman olmayan azınlıklara mı, (Rumlara, Musevilere, Ermenilere mi) uygulanacaktı? Yoksa, Lozan Antlaşması, Kürt kökenli Türk uyruklarına da bu hakları tanıyordu muydu?
Doğru bir muhakeme bizi, Kürt kökenli vatandaşlarımıza da kendi dilleriyle konuşma ve yayın yapma ve bu dili mahkemelerde kullanma hakkının tanındığı sonucuna götürür. Zira, azınlık unsuruna verilen hakkın, bu milletin aslî unsuruna verilmemesi çelişkili bir tavırdır.