Adil yargılamayı etkilemek iddiasıyla TBMM'ye gönderilen fezleke CHP Genel Başkanı için bir hayat öpücüğü. Kamuoyu araştırmalarında ibre aşağılara kayıyor. Parti içi mücadele, "seçimsiz kurultay toplansın" çabaları mevcut. Geçenlerde, Kılıçdaroğlu, "Brütüslere karşı, halka ve teşkilata sığındığını" Sözcü'de açıkladı. Yani, iç çekişme, artık gizlenemeyecek hale geldi.
Ben de dahil, çok sayıda gazeteci benzer davalara muhatap. Sonuçta mahkûmiyet çıksa bile para cezasına dönüştürülüyor. Ama bu dava, Kılıçdaroğlu'na ucuz kahramanlık yapma fırsatını verdi. Zaten dokunulmazlığı da kalkmayacak. Yatsın kalksın, fezlekeye şükretsin.
Sade bir vatandaş söylese, o cümleler yargıya hakaret olarak telakki edilmeyecek mi?
"Onlara yargıç demeyi içime sindiremiyorum. Burada, önyargılı yargıçların, hükûmetin emrindeki yargıçların sadece oynadıkları bir tiyatro. Burası Silivri Toplama Kampı."
Anayasaya göre kimseye imtiyaz tanınmayacağına göre, ne yapmalı?