Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Köstebek var ama... kim?

Kemal Kılıçdaroğlu, grupta açıklama yaparken, Deniz Feneri konusunda, daha önce muhtelif gazetelerde yayınlanan bilgilere dayandı. Soruşturma safhasında bu bilgilerin servis edilmesi yanlış dahi olsa, şüphelilerin işyerlerinde ve evlerinde arama yapılacağına dair bilginin, hem de İçişleri Bakanlığı'nın Özel Kalemi'nden sızdırılması da yanlış. Bir yanlış, diğer bir yanlışı götürür mü? Yoksa, ortada iki yanlış mı var? İşin bu tarafını bırakarak esasa girmek isterim.
Kılıçdaroğlu, grup toplantısında, yeni bir şey söylemedi. Daha önce gazetelerde İçişleri Bakanlığı'nın Özel Kalemi'nden Kırıkkale Belediye Başkanı Veli Korkmaz'ın arandığı haberi çıkmıştı. Hatta Özel Kalem Müdürü Süleyman Tapsız suçlanmış, şu anda Burdur Valisi olan Tapsız, iddiaları yalanmıştı. Kılıçdaroğlu'ndan duyduğumuz tek yeni söz, telefonun Özel Kalem Müdürü tarafından değil, Beşir Atalay'ın koruma müdürü tarafından edildiği hususudur. Aslında, Özel Kalem Müdürü'nün telefon etmiş olması ihtimali çok daha vahimdi. O ihtimal ortadan kalktı.
Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin önemli bir bakanını suçlarken, eski yemeği pişirip yeniden servis etmenin yanı sıra, koruma müdürünün, Beşir Atalay'ın talimatıyla bu telefonu ettiği hususuna hiçbir açıklık getirmiyor. Dosyada böyle bir belge mevcut değil. Telefon, gece 22.19'da, mesai saatinden sonra edilmiş. (Koruma Müdürü Ali Karabağ ile konuştum. Kendisi, Kırıkkale Belediye Başkanı Veli Korkmaz'ı arayıp, arama yapılacağı bilgisini vermediğini söylüyor. Korkmaz, bakanlık üstüne kayıtlı cep telefonundan aranıyor ama, bu telefon, Ali Karabağ'da olmasına rağmen, başkaları da görev amaçlı olarak aynı telefonu kullanabiliyor.) Bununla beraber, gerçekten 22.19'da telefon edildiyse, ardından da 22.22'de Veli Korkmaz, Kanal 7 Genel Yayın Müdürü Mustafa Çelik'i bilgilendirdiyse, arama yapılacağının sızdırıldığı ihtimali güç kazanıyor. Fakat, bu telefonu kimin kullandığı ve ne konuşulduğunun bilinmesine imkân yok. Çünkü, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB), sadece iki telefon arasındaki irtibatı ve saatini verebiliyor.

***
Kılıçdaroğlu'nun Genel Kurul'a koltuğunun altında getirdiği ve Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'yi suçladığı kırmızı dosyadan sadece iftira çıkmıştı. Dileriz, bu defa böyle olmaz.
Tekrar edelim: Deniz Feneri'nde bir köstebek var ama, bunun Koruma Müdürü Ali Karabağ olduğunu ya da telefon eden kişinin Beşir Atalay'la irtibatının bulunduğunu ispat eden bir delil, bildiğimiz kadarıyla, dosyada mevcut değil.

* Kılıçdaroğlu, grup konuşmasında siyah bir dosya gösterdi. İnşallah bu dosyanın akıbeti, Genel Kurul'da büyük iddialarla ortaya attığı kırmızı dosyanınkine benzemez.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA