Orduyu kim şekillendirecek? Özellikle komuta kademesini.
CHP'li yetkililerinin açıklamalarına göre, siyasetçi askerin işine burnunu sokmamalıymış... Özal Başbakanken, Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Üruğ, Askeri Şûra'dan önce, 2 Temmuz 1987'de istifa etmişti. Amacı, Kara Kuvvetleri Komutanı Necdet Öztorun'u Genelkurmay Başkanlığı'na getirmekti. Üruğ, 30 Ağustos'u bekleseydi, Necdet Öztorun Genelkurmay Başkanlığı'na yükselemeyeceği için, o tarihte Üruğ ile birlikte emekli olacaktı. Üruğ, erken istifa ile Öztorun'un yolunu açmayı arzu etti. Özal, Cumhurbaşkanı Evren ile anlaşarak, bu teşebbüsün önünü kesti. "İki Necdet operasyonu" olarak anılan olayda, Üruğ'un yanı sıra Öztorun'un da istifası sağlandı. Genelkurmay Başkanı olabilmek için kuvvet komutanlığı yapmak gerekiyordu. Necip Torumtay, 2 Temmuz 1987'de Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na, 24 Temmuz 1987'de de Genelkurmay Başkanlığı'na atandı.
Özellikle Türkiye gibi darbelerden çok çekmiş bir ülkede, kuvvet komutanlarının seçiminde siyasetçinin çok titiz davranması gerekiyor. Yasalar, kuvvet komutanlarının ve Genelkurmay Başkanı'nın atanmasında zaten, siyasetçiye yetki veriyor: Kuvvet komutanları, Milli Savunma Bakanı'nın inhası ve Başbakan ile Cumhurbaşkanı'nın imzasıyla atanıyor. Genelkurmay Başkanı ise, cumhurbaşkanının onayına sunulan Bakanlar Kurulu kararnamesiyle görevlendiriliyor.
Demokrasi geliştikçe, siyasetin askere müdahalesi de yadırganmayacaktır.