Diyarbakır boğucu bir sıcakta Başbakan Erdoğan'ı karşıladı. BDP, "kepenk kapansın" gayreti içine girmedi. Bu yüzden esnafın çok ufak bir bölümü kepenk indirdi.
Taksiye biniyorsunuz, radyoda Kürtçe şarkılar çalıyor. Zaten insanlar kendi aralarında Kürtçe konuşuyor. "Yetmez" denilse dahi, Türkiye belli ki büyük değişim geçiriyor. Baskı ve korku ortamı kalkmış bir kere. Halkın barış istediği açık. Kim ne derse desin, seçim sonrası AK Parti'den beklentiler devam ediyor. Erdoğan'ın "Kürt sorunu yok" cümlesi, inkârcı bir tavır olarak değerlendiriliyor. Diyarbakırlı vatandaş, milliyetçi söylemden kırılmış. Fakat umut kaybolmamış.
Tayyip Erdoğan Diyarbakır mitinginde, BDP'ye karşı tepkisini korurken, Kürt vatandaşları sevgiyle kucakladı. Ezelden ebede kardeşliği hatırlattı. Sade ve samimi bir dil kullandı. "Sizden biriyim" dedi. Milliyetçilik söylemine karşı, "Ne Türk, ne Kürt milliyetçisiyim" mesajını verdi: "Herkes benim canım ciğerim" Birkaç kere statükocu olmadığını vurguladı. Siyasetin ve devletin diliyle değil, "samimiyet, muhabbet ve gönül diliyle konuştuğunu" söyledi.
Ben seçim sonrası için umutluyum. "Birlikte yaşama arzusu" sürdükçe, iki adım ileri bir adım geri, gene de herkes için kabul edilebilir bir mutabakata ulaşılacaktır.