"AK Parti haricinde diğer partiler Diyarbakır'a gidemiyor" derken, bu defa şeytanın bacağı kırıldı. Kemal Kılıçdaroğlu, miting düzenledi; BDP'nin desteği olmadığı için ancak 1500 kadar kişiye hitap etti. Hakkâri sonrasında, CHP belki Diyarbakır'ın 11 milletvekilinin birini çıkarır umudu doğmuştu. Ama anlaşıldı ki, henüz bu vilayetimizde kök salmamış.
Hem CHP'nin, hem MHP'nin Güneydoğu'da vatandaşlarla buluşmasını önemsiyorum. Bu gayrete, Diyarbakır'daki vatandaşlar olumlu bakıyor.
Zaten hiçbir şey ekrana yansıdığı gibi değil. Ekranda şiddet görüyorsunuz. Taş atan çocuklar, biber gazı sıkan polisler... Halbuki burada Türkler ve Kürtler her konuyu tartışıp konuşabiliyor sükûnet içinde. Çünkü et tırnaktan henüz kopmamış.
Gültan Kışanak'ın yerine gelen BDP Eşbaşkanı Filiz Koçali "Gençler bizden farklı" dedi. "Onlar daha dik. Maalesef, bir polis aracı gördüler mi, hemen saldırıya geçiyorlar." Gençler derken, yaş 7-8'e kadar inmiş. Yani çocukları kastediyor.
Anladığım kadarıyla silâhlar susmazsa, -Batı'daki durumu da bildiğim için söyleyebilirim- yeni nesiller, birbirine karşı daha fazla bilenmiş olarak yetişecek.
Diyarbakır'da 11 milletvekilliği nasıl dağılır diye sordum Filiz Koçali'ye, "6+5" cevabını verdi. 6 BDP, 5 AK Parti. "CHP'nin 1 milletvekili çıkarması çok büyük sürpriz olur" dedi.
Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş ile birlikte, cezaevinde kendi elleriyle yaptığı tablonun önünde fotoğraf çektirdik. Hem Nuray Mert'e, hem bana, Diyarbakır'daki kadınların el ürünü bir adet kolye ve bilezik, bir de kahve servis seti hediye etti.