CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu, hep yolsuzlukların izini sürerken gördük. Ama nedense, İzmir konusunda sus pus. Oysa kesinleşmiş davalarda aklanmış kişileri bile rahatlıkla "Yolsuzluk yaptı" diye suçlayabiliyor. Niçin İzmir konusunda suskun? O bir hesap uzmanı değil mi? Sayıştay raporlarını tetkik etsin; kararını söylesin. Yoksa "zamanlama yanlışından" istifade ederek, mağduru oynamayı mı tercih ediyor? Ya da "ufak tefek" diye yolsuzluk iddialarını önemsemiyor mu?
Şarkıcı Teoman, referandumda evet diyeceğini belirtince, İzmir Belediyesi konseri iptal etmiş.
Yetkililer, 16 Temmuz 2010'da, İzmir metrosunda meydana gelen ve iki işçinin ölümüyle sonuçlanan patlamanın, sıcak havadan kaynaklandığını açıklamış. Oysa, tank eskiymiş ve kaçak varmış. Halk aldatılmış.
10 Mart 2011'de, İşçi Partisi'ne yakın Türkiye Gençlik Birliği üyeleri, İstanbul'a eylem yapmaya giderken Genel Sekreter Pervin Şener Genç, onlara, köfteci Ünsal Pervanlar vasıtasıyla para aktarmış. Bu para, köfteciden yemek yenmiş gibi gösterilerek kapatılmış.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 2006'dan 2010'a kadar gerçekleştirdiği 31 ihaleden 27'sini alan iş adamı Hakan Say'ın, buna karşılık CHP'ye 300 bin lira ödediği ileri sürülüyor. Görüntülenen görüşmede, Genel Sekreter Pervin Genç, "Herkes 300 bini konuşuyor, teftiş edilirse ortaya çıkar. CHP'yi karıştırma..." diyor. Hakan Say da, "Başkanım unuttum gitti" cevabını veriyor.
Kemal Kılıçdaroğlu, acaba mağduru oynamayı mı tercih edecek? Yoksa, Sayıştay raporuna ve teknik izlemeye dayanan bulgular konusunda açıklayıcı bilgiler verecek mi?