Van bağımsız milletvekili adayı Aysel Tuğluk'un sözleri, "şiddete çağrı" biçiminde değerlendirildi. Oysa ayrıntılar gözden kaçmamalı. Tuğluk, Abdullah Gül'ün, "Güzel şeyler olacak" cümlesini hatırlattıktan sonra, "Dilim varmıyor demeye ancak, kötü şeyler olacak ifadesini bir his olarak dillendirmek durumundayım" diye konuştu. Tehditten ziyade, endişelerini seslendirdiğinden söz edebiliriz.
Şu cümlesi de bence önemliydi: "Barışa ramak kaldığı, diyalogdan müzakereye geçildiği dönemde, birileri kanayan yaraya dokundu ve oluk oluk kan akıyor."
Sahi, Tunceli'de 7 PKK'lı niçin öldürüldü? Bu emri kim verdi? O PKK'lılar gerçekten eylem hazırlığı içinde miydi? Yoksa ateşkes icabı, sadece orada bekliyorlar mıydı?
Kamuoyu karanlıkta. Tuğluk'un iddia ettiği gibi, gerçekten, diyalogdan müzakereye geçme aşamasında mıydık? Eğer öyleyse, eylem ile söylemin uyumlu olması gerekmez mi? Operasyon neden yapıldı? Sonradan konvoya saldırı... Diyarbakır'da binlerce vatandaşın ardından gittiği cenaze töreni... Öte tarafta, şehit polis için dökülen gözyaşları...
Sanki devlet kademesinde bir koordinasyonsuzluk var. Seçim sonrası kalıcı barışın sağlanması için olumlu gelişmeler beklerken, aksine iplerin gerilmesi! Bu nasıl iş?