* Prof. Ahmet Rasim Küçükusta, "Bir, İki, Üç TIP" (Hayykitap) isimli bir kitap yazdı. Tababet komada, doktor depresyonda, hasta teyakkuzda. Küçükusta, akıcı bir üslûpla, hem doktorları, hem siyasetçileri, hem Tabip Odalarını, hem de ilâç endüstrisini eleştiriyor. Ve hâlâ vicdanına söz geçirebilen meslektaşlarını mücadeleye çağırıyor. Bu kitap, bugünlerde iyice alevlenen iktidarla doktorlar arasındaki tartışmayı daha iyi anlamamıza yardım edecektir.
* Atilla Dorsay, "Sinemamızda Değişim Rüzgârları" (Remzi Kitabevi) isimli bir kitap yazdı. 2005'ten 2010'a kadar vizyona giren filmleri, derecelendirerek okurlarıyla paylaşıyor. Türk sineması, son 5-6 yılda büyük bir gelişme sergiledi. Geniş seyirci kitleleriyle buluştu. Son 6 yılda, 293 Türk filmi vizyona girdi ve bu süreç zarfında Atilla Dorsay'ın da dediği gibi, sinemamız dünyada ilgiyle izlenen, aranan bir seviyeye geldi. Dorsay, toplam sinema seyircisinin 5 yılda % 50 arttığını söylüyor. Artan seyirciden, Türk sinemasına düşen pay da giderek yükselmiş. Son 6 yılın en çok seyirci çeken filmleri ise şunlar: Organize İşler, Kurtlar Vadisi Irak, Beyaz Melek, Recep İvedik, New York'ta Beş Minare, Babam ve Oğlum, G.O.R.A, A.R.O.G.
Bir referans kitabı olarak, Atilla Dorsay'ın eseri büyük önem taşıyor.
* Mehmet Ali Bulut, "Ruhun Deşifresi" (Popüler) isimli kitabında, insanın, beynini kullanarak ve ruhun kabiliyetinden istifade ederek hayatını başarıyla taçlandırabileceğini söylüyor. "Kaderde bizim de gayretlerimizin rolü var" diyor: "Vaktiyle adamın biri, öğrencilerini toplamış. Onlara mutlu olmanın yollarını anlatıyormuş. Bir gün, 'Herkes gözünü kapatsın ve kendisini dilediği bir şey olarak düşlesin' demiş. Öğrencilerden biri, kendini gökyüzünde uçan bir kuş olarak hayal etmiş. Tam böyle semada süzülüp uçarken, birden bakmış ki aşağıda bir avcı var; elinde tüfek, kendisine ateş etmeye hazırlanıyor. Öğrenci, sıçrayarak hayalinden sıyrılmış. Hocası, 'Ne oldu evlâdım?' diye sormuş. - Kendimi bir kuş olarak düşledim hocam. Ama bir baktım ki aşağıda beni avlamak isteyen bir avcı var. Korktum, sıçradım.
- Aaa çocuğum. Hayal senin hayalin, düş senin düşün. Hayalinin içine o avcıyı niye sokuşturuyorsun? Sen hayal etmesen o avcı nasıl girecek hayal dünyana?"
Mehmet Ali Bulut, "Beynimizin ve hayalimizin semalarında dolaşan bu sinsi avcıları ve onları dünyamızdan nasıl çıkaracağımızı" anlatmaya çalışıyor.