Hiçbir sorun, başörtüsü gibi sert tartışmalara yol açmıyor. Meselâ Alevilerin zorunlu din derslerinden muaf tutulması, cemevlerinin ibadethane olarak tanınması vs... Evet bu konuda atılan adımlar yetersiz ama gene de bir ilerleme var. Ayrıca Alevilerin hak talepleri ortamı germiyor. Bir ucu, şiddet eylemine uzanan Kürt meselesini bile, daha sakin tartışıyoruz; birbirimizin gözünü oyacak duruma gelmiyoruz.
"Başörtüsü serbest bırakılsın" denilince, bu öfke patlamasının sebebi ne?
Soruyu sordum, kendime göre cevabını da vereyim:
Türkiye'de, zaten var olan, daha doğrusu büyük ölçüde var edilen korkular, endişeler, AK Parti'nin iktidara gelmesiyle daha da derinleşti. Bu kadronun yakın bir gelecekte iktidardan düşmesinin mümkün olmadığının anlaşılmasıyla birlikte, ortaya çıkan umutsuzluk, endişeleri besledi. Tabii 28 Şubat'tan beri, Yüksek Yargı, CHP ve medya destekli olarak yürütülen psikolojik harekâtın, böyle bir ortamın doğmasına önemli bir katkısı var.
Yargı, değişimin önünü tıkadı. Medya, manşetleriyle kaygıları geniş bir tabana yaydı. CHP, bu kutuplaşma sayesinde, % 20'lik seçmen kitlesini kemikleştirdi. AK Partililerin eşlerinin çoğunun başörtülü olması da, tuz biber ekti.
Şimdi, başörtüsü yasağına ilişkin statükoyu parçalamaya çalıyoruz. Herkes pozisyonunu gözden geçirmek, daha özgürlükçü bir tavır almak zorunda. Bir ara "Galiba oluyor" diye umut ettik. Ama hayır... Başörtüsünün yeniden gündeme taşınması, çözüm değil, aksine büyük bir kutuplaşma ve gerginlik yarattı.