Bugün KCK sorumluları, tutuklanmalarının üzerinden 18 ay geçtikten sonra, ilk defa mahkemeye çıkıyor. KCK'nın, (Kürdistan Topluluklar Birliği), kent merkezlerindeki PKK eylemlerini koordine ettiği belirtiliyor; "Türkiye Meclisi"nin yanı sıra, eyalet ve bölge örgütlenmesiyle, paralel bir siyasi yapı oluşturduğu ileri sürülüyor. PKK'nın Avrupa temsilcisi Sabri Ok ile irtibat halindeler. Bünyelerinde, sivil siyasetçiler var. Demokratik Toplum Partisi (DTP) üyeleri, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) belediye başkanları. Hepsi tutuklu yargılanıyor.
Eskiden olsa konu tartışılmazdı bile. Terör örgütü der, arkanızı dönerdiniz. Ama çözüm arayışı içinde PKK ile temas kurulur ve BDP de muhatap alınırken, çok sayıda insanın PKK işbirlikçisi iddiasıyla cezaevlerine konulması kafaları karıştırıyor. Hele, bu kişilerin, elleri kelepçeli fotoğrafları hâlâ hafızalarda. Kapsamlı bir iddianame ve ağır suçlamalar söz konusu. Mahkeme, bir çırpıda beraat verecek değil elbette. Ama beklenti, tutuksuz yargılanmanın sağlanması, böylece ortamın yumuşatılması. Özel yetkili mahkemeler, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) çerçevesinde, "katalog suçlarda" otomatik olarak tutuklama kararı alıyor. Öyleyse, sorunu çözecek olan Diyarbakır 4.Ağır Ceza Mahkemesi değil, Yasama Organı ve siyasi irade. Ergenekon tutukluları da benzer bir beklenti içinde.