Eski ABD Başkanı Bill Clinton, Bilgi Üniversitesi Santral Kampüsü'nde verdiği konferansta, çağdaş dünyada sorunların nasıl halledileceğinin formülünü de anlattı: 1) Ötekini anlayacaksın; sorunun çözümüne ötekini de katacaksın; birlikte hal çaresi arayacaksın. 2) Bilgiyi ihmal etmeyeceksin. Yani, sorunu iyi tanımlayacaksın. Farklı cephelerini bileceksin. 3) Bilgi temelinde, farklı görüşte olanlarla müzakere ederek, peşin hükümlere saplanmadan, sorunun nasıl çözüleceğine bakacaksın.
Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı ve kutuplaşma yaratan çok sayıda problemde, bu formülü deneyebiliriz. Başörtüsü sorunu, Kürt sorunu gibi, farklı duyarlılıkları harekete geçiren ve gündemden bir türlü düşmeyen meselelerimiz var. Demek, önce, "Karşıt görüşler nedir?" onların gerekçelerini inceleyeceğiz, sonra kendimizi, elimizden geldiği kadar donanımlı kılacağız; konu hakkında bilgi toplayacağız. Sonra da müzakereler yoluyla "Nasıl çözülecek?" noktasında bir ara formül üreteceğiz. Türkiye, maalesef, henüz bu çizgiye gelmedi.