Meşhur bir hatip, konuşmasına 100 dolarlık banknotu elinde tutarak başladı:
-100 doları kim ister? diye sordu. Salonda bütün eller havaya kalktı.
-Tamam, içinizden birine bu parayı vereceğim.
Sonra aldı parayı, buruşturdu ve tekrar sordu:
-Gene istiyor musunuz?
Eller havaya kalktı.
Bu defa, 100 doları yere attı, ayakkabısıyla ezdi, bir süre sonra eğildi, parayı yerden aldı. Banknot kirli ve buruş buruştu.
-Hâlâ isteyeniniz var mı?
Evet hâlâ o parayı istiyordu toplantıya katılanlar. Hatip, sözlerini şöyle sürdürdü:
-Parayı buruştursam da, kirletsem de siz hâlâ onu talep etmeye devam ettiniz. Çünkü 100 doların, değerinden bir şey kaybetmediğinin farkındaydınız.

***
Dışarıdan hangi hadiselere maruz kalırsanız kalın, siz, davranışınızla, ruh asaletinizle, efendiliğinizle, ya da başka özelliklerinizle kendinizi değerli kılabilirsiniz. Hangi çevrede, ya da hangi şartta olursanız olun, hal ve tavrınızla fark edilirsiniz. Namık Kemal'in Hürriyet Kasidesi'nde söylediği gibi... "Hakir düştüyse millet, şanına noksan gelir sanma, / Yere düşmekle cevher, sakıt olmaz kadrü kıymetten" Bu beyti, avukatı Burhan Apaydın, Yassıada'da yargılanan Adnan Menderes için sarf etmişti. Menderes'e etmedik zulüm kalmadı. Ama bugün, Türkiye'nin bu mazlum Başbakan'ı hâlâ dillerde ve gönüllerde.