Recai Kutan, anılarında, Mamak Cezaevi'nin o baskıcı yönetimi altında ezilmiş mahkûmları gördüğünde, nasıl gözyaşı döktüğünü anlatıyor. O tarihte, gazeteci Emin Çölaşan da, Mamak Cezaevi'ne röportaj yapmak maksadıyla girmiş ve izlenimlerini 6 Aralık 1980 tarihinde Milliyet gazetesinde şöyle aktarmıştı:
"Mahkûmlar nedamet getiriyorlar; Atatürk'ün sözlerini ezberliyorlar; büyük bir huzur ve vatan sevgisi içinde cezalarını yatıyorlar... Mamak Cezaevi, devletin devlet olduğunu kanıtladığı ilk kuruluşlardan ve bunların başta gelenlerinden biri. Devletin devlet olduğu zaman neler yapabileceğini Mamak Cezaevi'nde yaşadık. Son dönemlerde toplumu içinden kemiren, kardeşi birbirine düşüren terör olaylarının sanıkları ya da bu olaylara karıştıkları iddia edilenlerin büyük bir bölümü burada. Sağcı, solcu, devrimci, ülkücü, akıncı aynı koğuşta aynı ortamda yaşıyor hem de kavgasız dövüşsüz... Mamak Cezaevi anlatmakla bitecek gibi değil. İdamlık mahkûmların eğitimlerine, yemeğin dağılımına, beden eğitimi saatlerine ve sigara içilmesine kadar her şey ayrı ve yabancısı olduğumuz bir olay... Yepyeni disiplin anlayışıyla bizlerin aklının alamayacağı ya da düşünemeyeceği yeni uygulamalarla özellikle 12 Eylül'den sonra durum tümüyle değişmiş. Bu yeni düzende disiplinsizliğe, laçkalığa, kaytarmaya yer yok."