Bugün bir seçim olsa, A&G araştırmaya göre, AK Parti'nin oyu % 36. Habur ve Kürt açılımıyla, % 33'e kadar gerileyen AK Parti birkaç aydır toparlanıyor. CHP'de ise öyle bir gelişme mevcut değil. A&G'nin başında bulunan Adil Gür'e, Mustafa Sarıgül'ün durumunu sordum. "Parti kurmasının gecikmesi, olumsuz etkiledi. % 8'e kadar çıkmıştı. Şimdi biraz gerilere düştü" dedi.
Görünüşte, Sarıgül'ün bir potansiyeli var. Özellikle baraj % 7'ye düşürülse, -ki bu şimdilik mümkün görünmüyor- Sarıgül'ün şansı daha da artar.
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) de, anayasaya desteğini, barajın inmesine bağladı. Bu konuda ısrar eder mi? Parlamentoda 337 milletvekiline sahip olan AK Parti açısından, -BDP desteği sağlanamazsaanayasada referandumlu değişikliği öngören 330 rakamına ulaşmak risk taşımaz mı? Bütün bunlar zihnimizdeki soru işaretleri.
CHP, anayasa değişikliği parlamentodan geçince, paketin tümü için değil, yargının yapısını ilgilendiren düzenlemeler hakkında Anayasa Mahkemesi'ne başvurmayı düşünüyor. Bu yüzden, anayasa değişikliği paketi gene referanduma gidebilir. Ama, Anayasa Mahkemesi'nin, yetkisini aşarak, bazı hükümleri paketten ayıklaması mümkün.
1986, siyasi yasaklar referandumu, 1987, mahalli seçimlerin öne çekilmesi referandumu ve 2007, cumhurbaşkanını halk seçsin referandumu... Her üçünde de, Anayasa Mahkemesi'ne başvuruldu. Ama, Yüksek Yargı, "Ben ancak şekil şartlarını denetleyebilirim" cevabını verdi. Bu defa, "Yargı reformuyla, hukuk devleti ilkesi çiğneniyor" diyebilir ve yanlış da olsa, ilgili maddelerin yürürlüğünü durdurabilir.
Dedim ya, çıkmaz sokaklardayız...