Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK'nın) aldığı karara, "yargı darbesi" denilmesinin sebebi, başlayan bir soruşturmaya müdahale edip, savcıların tümünün yetkisini kaldırması. Üstelik anayasaya göre, HSYK kararlarına itiraz merci bulunmadığından dolayı, fiili durumu herkes kabul etmek zorunda kalıyor.
Dün de yazdık, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 251'inci maddesinin 1'inci fıkrasına göre, "terör" suçlarında, -bu suçlar görev sırasında veya görevden dolayı işlenmiş olsa bile- soruşturma, Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılarınca yapılıyor; yargılamada ise, CMK'nın 250/3. maddesi uyarınca yetki Yargıtay'da.
İkinci bir husus: Özel Yetkili Savcı'nın, mahkemeye müracaat edip, Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner hakkında tutuklama kararı aldırması, yargılama işlevi içinde sayılmıyor. Tutuklama talebiyle mahkemeye sevk ve mahkemenin verdiği tutuklama kararı, soruşturma işleminin bir parçası.
HSYK, hangi gerekçeye dayanarak Erzurum savcılarının yetkisini aştığından söz ediyor? Bu belli değil. Söz konusu iddiaların, Kurul bünyesinde tartışılmadan alelacele alındığı belirtiliyor. 3. Ordu Komutanı dahil çok sayıda subayı da hedef alan geniş kapsamlı bir hazırlık soruşturması söz konusu olduğu için, yargıya müdahale daha da rahatsız edici bir hal alıyor.