Ergenekon soruşturmasının, şimdi de, "örtülü ödenek" ayağı ortaya çıktı. Öğrendiğimiz kadarıyla, Başbakanlık haricinde, İçişleri Bakanlığı'nın da örtülü ödeneği var. Bu ödenek, hem Emniyet Genel Müdürlüğü'ne, hem de Jandarma Genel Komutanlığı'na kullandırılıyor. Ödenek, ismi üstünde "örtülü"; sorumlular, bilgi ya da belge bulundurmak zorunda değil. Eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur, 2002-2004 arasında, toplam 13 milyon liralık kaynak kullanmış. Bu harcamaların, 5.5 milyon liralık kısmında belge var. 7.5 milyon lira ise, 5 kişiye aktarılmış. Şahısların adı biliniyor fakat paranın nereye harcandığına dair bilgi-belge yok. 7.5 milyon liranın 5.3 milyon lirası, Rem Mümessillik ve Dış Ticaret AŞ'nin yetkilisi Mehmet Sanibal'a yollanmış. (Rem Mümessillik'in ismi Ergenekon iddianamesine, dinleme cihazları ithal eden şirket olarak geçmişti.) Diğer şahıs Recep Cömert; Jandarma kıdemli başçavuş. Ona da 1.1 milyon liralık kaynak aktarılmış. 900 bin lira alan Şükrü Muammer Öner'in yurtdışında bazı şirketlerle çalıştığı ifade ediliyor. Dördüncü isim Sedat Kıyak; ona 180 bin lira ödeme yapılmış. O da, Ergenekon sanıklarından Hakan Şanlı'nın sahibi olduğu Sama Savunma Hizmetleri Ticaret AŞ ile gene Ergenekon sanıklarından Atilla Uğur'un ortağı olduğu Amaç Petrol ürünleri şirketinin yöneticisi. Mustafa Cem Beyazıt'ın payına ise, 45 bin lira düşmüş.
Örtülü ödenek, harcama sorumluluğu taşıyan kişinin namusuna ve ahlâkına tevdi edilir. Sarfı yapan, bütün belgeleri de imha edebilirdi. Çünkü prensip itibariyle bu paralar, gizli kalması gereken ve devlet menfaatinin gerektirdiği yerlere harcanıyor. Ortada bir Ergenekon soruşturması bulunduğu için, ister istemez şüphe doğdu. "Para, acaba, çetenin menfaatine, bir yerlere mi gönderildi?" sorusu gündeme geldi. Belli ki 5.3 milyon liralık en büyük bölüm ile dinleme cihazları alınmış. Acaba, kim, neden dinlendi? Yapılan aramalarda çok sayıda fişleme belgesi ve olur olmaz kişilerin dinlendiğini gösteren kayıtlar ortaya çıktığı için, dinleme ve teknik takip cihazlarının sadece devletin âli menfaatlerini korumak amacıyla değil, Ergenekon'a hizmet için de kullanılmış olabileceği şüphesi doğuyor.
Özetle ifade etmek gerekirse:
1) Örtülü ödeneğin hesabı sorulmaz.
2) Ortada bir Ergenekon soruşturması bulunduğundan, ilke, tersyüz ediliyor ve hesap soruluyor.