İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon, Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol'u makamına çağırtarak, onu, alçak bir koltuğa oturtmuş. Böylece, Türkiye'yi aşağılamak istemiş. Konu iyice anlaşılsın diye, çekimleri yapan basın mensuplarına, bu tavrın sebebini, altını çizerek anlatmış, Büyükelçi Oğuz Çelikkol'un koltuğunun tesadüfen alçak olmadığını söylemiş.
Doğrusu, bu davranışı, edep dışı olmanın yanı sıra, çocukça da buluyorum. Kurtlar Vadisi'nde, Mossad'ın adam kaçırma eylemine katılması onları rencide etmiş; tepki, görünüşte, buradan kaynaklanıyor. Arka planda Dışişleri Bakanı Lieberman'ın olduğu söyleniyor. Bu kişinin kimliği çok önemli. Kendisi, İşçi Partisi'nin koalisyon ortağı; aşırı sağcı İsrail Evimiz Partisi'ne mensup; ırkçı eğilimleriyle biliniyor. Solcu Milli Savunma Bakanı Ehud Barak ile ihtilâflı. 17 Ocak'ta Türkiye'ye gelecek olan Barak'ın ziyaretini de içine sindiremiyor. Dolayısıyla, "alçak koltuk" tavrının bir tertip olduğunu ileri sürenler de var.
***
Hadiseyi duyunca, hemen aklıma, Ömer Seyfettin'in,
"Pembe İncili Kaftan" hikâyesi geldi. Şah İsmail'e, Osmanlı padişahı tarafından elçi olarak gönderilen Muhsin Çelebi, Şah tarafından çok kötü karşılanır. Kendisine oturacak bir yer bile gösterilmeyince, Muhsin Çelebi, büyük paralar vererek yaptırttığı pembe incili kaftanını yere serer; üzerine bağdaş kurup oturur. İşi biter, izin almadan huzurdan ayrılır. Pembe incili kaftanını yerde bırakmıştır. Savaşçılardan biri arkasından koşar. Muhsin Çelebi'ye
"Buyurun" der,
"Kaftanınızı unuttunuz." Çelebi çıktığı kapıya doğru dönerek, Şah İsmail'in duyacağı bir sesle adeta bağırarak konuşur:
"Hayır, unutmadım, onu size bıraktım. Sarayınızda ulu bir padişahın elçisini oturtacak seccadeniz, şilteniz yok... Hem bir Türk, yere serdiği şeyi bir daha arkasına koymaz." Maalesef, Büyükelçi Oğuz Çelikkol, Bakan yardımcısı Ayalon, basın mensuplarına İbranice hitap ettiği için, ne konuşulduğunu anlayamamış ve o anda da cevabını verememiş. Anlasaydı, herhalde, pembe incili kaftan hikâyesini anlatır ve süratle o odayı terk ederdi.