Sincan 1. Ağır Ceza hâkimi Osman Kaçmaz, birçok gazeteci aleyhine dava açtı. Ayrıca, MİT, Emniyet İstihbarat ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nı (TİB) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikâyet etti. 22 hâkim aleyhine de, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve yargı görevini yapanı engelleme iddiasıyla Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Dairesi'ne başvurdu. Öte yandan, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi de, Kaçmaz'ın "görevini kötüye kullanma" ve "hazırlık soruşturmasının gizliliği ihlâl" sebebiyle yargılanmasına karar verdi. Görüldüğü gibi, Kaçmaz sadece yargı faaliyetleri dolayısıyla değil, dava ve şikâyetleri yüzünden de medyada çokça tartışılıyor. Kaçmaz, Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül hakkındaki takipsizlik kararlarını da kaldıran hâkim. Hatta, "Sayın Öcalan" davasında, Erdoğan'ın yargılanmasının önünü açtığı için, Azerbaycan'da, avukat Kemal Kerinçsiz (Ergenekon sanığı) tarafından kutlanmıştı.
***
Bir sade vatandaş, Bilgi Edinme Kanunu'na dayanarak, TİB'e başvursa ve
"Benim telefonlarım dinleniyor mu?" diye sorsa, alacağı cevap belli. TİB Başkanlığı, ona, ne
"dinleniyorsunuz" ne de
"dinlenmiyorsunuz" der. Çünkü gizlilik ihtiva eden bir yargı kararı mevcuttur; dinleme kararlarının hepsinde
"gizli" ibaresi vardır. Dinlenilen kişinin, böyle bir işleme maruz kaldığını bilmemesi gerekir.
YARSAV eski başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Osman Kaçmaz sayesinde bir
ayrıcalık elde etti; çünkü Sincan mahkemesinin kararıyla, TİB'e gidildi ve Eminağaoğlu'nun hangi telefonlarının dinlendiği açığa çıktı. Bir mahkeme, bir başka mahkemenin aldığı gizlilik kararını kaldırabilir mi? Hayır, kaldıramaz. Ama Eminağaoğlu'na ilişkin operasyonda, Sincan mahkemesinin marifetiyle, fiilen, gizlilik ortadan kalkmıştır.
Yargı erkini ellerinde bulunduranlar, Adalet Tanrıçası'nın gözünün kör ve terazinin de çok hassas olması gerektiğini zihinlerinden çıkartmamalı.