Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin 3. Olağan Kongre'sinde, ekonomideki gelişmeleri anlatırken, "dün" ile "bugünü" mukayese etti. Faiz ve enflasyon düşmüş, kamu borcunun gayri safi milli hasılaya oranı azalmıştı; Türkiye zenginleşmişti. Ama dünü, sadece ekonomiyle değil, her haliyle hatırlamakta fayda var. Belki o zaman, bardağın boş tarafından ziyade, "dolu" tarafını daha kolay görebiliriz.
Arşive, şöyle bir göz atalım...
Siyasi istikrarsızlık: 1996 başında Anayol kuruluyor ama, Başbakan Mesut Yılmaz, Refah Partisi'nin Çiller aleyhine verdiği soruşturma önergelerini "pisliğin üzerinde oturmam" gerekçesiyle destekleyince, koalisyon çöküyor. 1996 Temmuz'unda, genel seçimlerden sonraki ikinci koalisyon, Refahyol kuruluyor.
***
O siyasi istikrarsızlık ortamında, ülkenin dengelerini sarsacak provokasyonlar cereyan ediyor.
12-13-15 Mart 1995: İstanbul Gazi Mahallesi'nde, Alevilere ait 3 kahvehane tarandı. Bir kişi öldü, 5 kişi yaralandı. Protesto gösterileri yapıldı. Yasadışı sol örgütlerin provokasyonuyla harekete geçen halk, polise ateş açtı. Polis karşılık verince, ortalık savaş alanına döndü. 17 kişi hayatını kaybetti... Gazi'deki olaylar Ümraniye'ye sıçradı, 4 kişi öldü.
11 Ocak 1996: DHKP-C militanları, Özdemir Sabancı'yı öldürdü.
24 Haziran 1996: HADEP Kongresi'nde Türk bayrağı indirildi. Tüm yurtta bayrak asma kampanyası başladı. Yukarıda birkaç satırla geçiştirdiğim bu olayların çoğu, bugün bir ölçüde çözüldü; Türk-Kürt, Alevi-Sünni kavgası yaratmak ve ülke istikrarını sarsmak amacıyla yapılan tertipler ortaya çıktı.
***
Düne bakmaya devam edelim...
Şubat 1997: Sincan Belediyesi'nin düzenlediği Kudüs gecesinde atılan şeriat sloganları tepki yarattı. Sincan'da tanklar yürüdü. Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir,
"Demokrasiye balans ayarı yapıldığını" söyledi.
28 Şubat'ta Milli Güvenlik Kurulu, Başbakan Erbakan'a sert uyarılarda bulundu.
Haziran 1997'de, Erbakan, istifa etti. Seçimlerden sonra 3. hükûmeti (Anasol-D) Mesut Yılmaz kurdu.
1998: İşadamı Korkmaz Yiğit ile Alaaddin Çakıcı'nın Türkbank ihalesine ilişkin kaseti Ankara'da yankı uyandırdı.
25 Kasım 1998: Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir hükûmet gensoru ile düşürüldü. Mesut Yılmaz hakkında verilen gensoru önergesi 314 oyla kabul edildi. Ecevit azınlık hükûmetini kurdu (Anasol-M) ve seçimlere gidildi. Seçimlerden sonra, hükûmeti gene Ecevit kurdu. (Mayıs 1999)
11 Ağustos 2000: Memurlarla ilgili kanun hükmündeki kararnameyi değiştirmeden Çankaya'ya gönderen Ecevit, Hürriyet'e açıkladı:
"Cumhurbaşkanı imzalamazsa devlet krizi çıkar."
21 Şubat 2001: Milli Güvenlik Kurulu'nda cumhurbaşkanıyla, başbakan arasında doğan gerginlik, cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizinin yaşanmasına yol açtı. Faiz, yüzde 7 bin 500; dolar tavan yaptı.
Temmuz 2002: Liderler zirvesi. Kemal Derviş, Ecevit'e
"Sağlık durumunuz ekonomiyi olumsuz etkiliyor, istifa ediniz" dedi. Mesut Yılmaz, tam teşekküllü hastaneden rapor almasını söyledi. Gazeteci Emin Çölaşan'a göre, Ecevit, Rahşan Hanım'ın elinde bakımsız kalıyor; temizlenemiyordu. Başbakanın, çoraplarının düşüp, korsesinin açıldığını anlatan satırlar Hürriyet gazetesinin manşetinde yer aldı.
DSP'den yaprak dökümü: Hüsamettin Özkan'ın ardından, milletvekilleri 5'er 10'ar istifa ediyor. DSP'den istifalarla hükûmetin arkasındaki milletvekilli desteğinin 276'nın altına düşmesi tehlikesi üzerine, Ecevit, Bahçeli'yi aradı ve istifaya hazırlandığını söyledi. Bahçeli, komplo iddialarından söz ederek, Kasım 2002'de seçimlere gidilmesini istedi.
***
Zayıf koalisyonlar, birbiriyle kavgalı ortaklar, ortaklarına güven duymayan siyasetçiler, ülkeyi karıştırmak için düzenlenen provokasyonlar, askerin siyasete müdahalesi... Anayol, Refahyol, Anasol-D, Anasol-M... kurulup yıkılan zayıf hükûmetler...
İşte dün, böyle bir tablo vardı. Geçirdiğimiz sıkıntılı günleri hatırlarsak, bugün, siyasi istikrarın, ülkemize olumlu katkısının daha iyi farkına varırız.