"Demokrasi, ordunun yeriyle tayin edilir. Eğer bir ülkede, Silâhlı Kuvvetler, sivil idarenin emrindeyse, o ülkede demokrasinin birinci şartı yerine gelmiştir. Demokrasi dendiği zaman, irade üstünlüğü tartışılmayacaktır. Üstün irade, milletin iradesidir. Üstün irade, devletin lâzım olduğu zaman zor kullanmak için eline silâh verdiği güç olmayacaktır."
***
Demirel, kendisine yöneltilen
"Atatürk ilke ve inkılâplarının bekçisi Silâhlı Kuvvetler mi?" şeklindeki soruyu da şöyle cevaplandırıyordu:
"Bir ülkenin iki tane anayasası olmaz, bir tane olur. Atatürk ilke ve inkılâpları diye anayasayı aşan, anayasanın üstünde bir takım dokümanlar olmaz. Atatürk ilke ve inkılâpları zamanında gelmiş, devrini icra etmiştir. Bugün onların devam edenleri de zaten anayasanın arkasında yazılıdır. Evet Silâhlı Kuvvetler Atatürk'e bağlıdır ama, bu bağlılık onların tekelinde değildir. Silâhlı Kuvvetler'in bu devlet içindeki yeri nedir? Silâhlı Kuvvetler, millet iradesinin üstünde değil, millet iradesinin emrindedir." (Köprü-Risale- i Nur Enstitüsü-Ordu, Devlet ve Demokratikleşme)