Meclis, Ağustos başında başkanını seçecek. AK Parti, tek bir aday belirleme çabasında. Oysa bu makamı hakkıyla dolduracak çok sayıda isim var. Mevcut başkan Köksal Toptan'ın yanı sıra, Hüseyin Çelik, Mehmet Ali Şahin, Burhan Kuzu, Salih Kapusuz, Murat Başesgioğlu...
Hazır, Tayyip Erdoğan, Ankara İl Kongresi'nde, CHP lideri Deniz Baykal'la kendisini mukayese etmiş ve vesayet rejiminden uzak olduğunu belirtmişken, bir adım daha atılsa. AK Parti'nin programında yazdığı gibi, parti üyeleri, her makama, serbest rekabet ve yarışma sonunda gelebilse. Genel Başkan'ın desteği, serbest rekabetin önüne geçmese. Meclis Başkanlığı'nda böyle bir duruş sergilenebilirse, Tayyip Erdoğan, çok daha haklı bir pozisyona gelmiş olmaz mı?
Tabii bu teze karşı her zaman bir antitez bulunabilir. Birden fazla adayın, partiyi bölünmüş gibi göstereceği ileri sürülebilir. Nitekim aynı şekilde, illerde de, birden fazla başkan adayının yarışa girmesi pek arzu edilmedi. Hep birlik ve bütünlük adına! Kulağımıza gelen bilgilere göre, kongresi tamamlanan 5 ilin feshi gündemdeymiş. Bilemiyorum nasıl bir gerekçe bulunacak? Ama o iller feshedildiği takdirde, "Parti programında yer alan ilkelere ne oldu?" diye düşünenler çıkmaz mı?