Önce Star gazetesinde "şüphe ve söylenti" mahiyetinde çıktı. Hâkimler ve savcılar kararnamesi geciktikçe, Kurum'un içindeki kavga daha iyi anlaşılır hale geldi. Başta Ergenekon savcısı Zekeriya Öz aleyhinde olmak üzere, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) sürekli şikâyette bulunanlar vardı. Ama Adalet Bakanı izin vermediği için soruşturma açılamıyordu. Adalet Bakanlığı, Şemdinli davasında yaşananlardan ders almıştı. Çünkü soruşturma izni verilmesiyle, HSYK'nın, Van Ağır Ceza Mahkemesi Savcısı Ferhat Sarıkaya'yı "şutlaması" bir olmuştu. Adalet Bakanlığı'ndan izin çıksa, hiç şüpheniz olmasın, aynı olay Zekeriya Öz'ün ve arkadaşlarının da başına gelirdi. Şimdi, bazı Ergenekon savcılarını ve hâkimlerini, HSYK, başka yerlere atamak istiyor. İddiaya göre, Güneydoğu'daki yargısız infazları soruşturan mahkemenin hâkim ve savcıları için de aynı gayret söz konusu.
Mücadele nasıl neticelenir, bilemem. Ama AK Parti olmasaydı, Türkiye'nin, Ergenekon davasında gösterilen direnci kolay kolay kıramayacağı bu şekilde bir kere daha ortaya çıktı. Maalesef, yargı, siyasallaşmış. Daha doğrusu, Yüksek Yargı'da ideolojik tavırlar var. Bugüne kadar JİTEM'den, ya da darbe girişiminde bulunanlardan hesap sorulmaması, "Askeri hassasiyetlere özen gösteriyoruz" gerekçesiyle siyaset alanının daraltılması, bunun delili değil mi? Daha önce, niçin, Andıç yazarı Çevik Bir mahkeme önüne çıkamadı da, İnsan Hakları Derneği Başkanı Akın Birdal daha yeni şikâyette bulunuyor?
Yargının bağımsızlığı kadar, ideolojik saplantılardan bağımsız davranması da çok önemli.
Son olay şunu gösteriyor: Adalet Bakanı ve Müsteşarı, HSYK içinde yer almasaydı, belki Kurul, siyasetten daha bağımsız bir konumda olacaktı ama Ergenekon davasının da kolayca önünü kesebilecekti. Şu anda Ergenekon davasının Yargıtay'da bozularak, bazı asker kişiler yönünden dosyanın Askeri Mahkeme'ye gönderilmesi ihtimali bile mevcut. Bunun zeminini Anayasa Mahkemesi'ne müracaat eden CHP hazırlıyor. Çok yazık!!!