Bu defa da mahalli seçimler ülke istikrarı açısından büyük önem taşıyor. Türkiye'nin başında değişik yönlere yalpalayan zayıf bir koalisyon bulunsaydı, acaba Amerika ülkemizi güvenilir bir partner olarak görür müydü? Eski Dışişleri Bakanı, diplomat İlter Türkmen, Yeni Şafak'ta Mehmet Gündem'e cevap verirken, tam da benim düşüncemi aksettirmiş: "Başbakan, uluslararası bir aktör haline geldi. İçeride büyük desteği var; % 47, dışarıda da onu güçlü hale getiriyor."
Taraf'tan Neşe Düzel ise, A&G Araştırma'nın sahibi Adil Gür ile görüşmüş. Gür, AK Parti açısından olumsuz haberler veriyor:
"AKP, 22 Temmuz 2007 genel seçimlerine göre, 3-5 puan oy kaybedecek; ayrıca, seçmenin, AK Parti'nin karşısında birleşmesi yüzünden elindeki belediyelerin % 15-20'sini de yitirebilir. Geçen ay, Türkiye genelinde yaptığımız araştırmaya göre, AKP'nin İl Genel Meclisi'ndeki oyu % 45.5'ti. Şu anda % 40-42. AK Parti, Malatya, Adana, Siirt, Bitlis, Van, Erzurum, Antalya, Gaziantep, Uşak, Afyon gibi illerde, belediye başkanlıklarını yeniden almayabilir."
Adil Gür'ün dediği gibi, AK Parti'nin oy oranı % 40'a düşer ve adı verilen illerde belediye başkanlıklarını kaybederse, ülkemizde istikrarsız bir süreç başlar. Türkiye, sadece çok yönlü dış politikasıyla değil, muhatap alınacak güçlü bir iktidarla da, yurtdışında ağırlığını artırdı. Bazı hataları yüzünden "AK Parti'ye ders verilsin" diyenleri anlıyorum ama, geçmiş yılların tecrübesiyle, çok başlı iktidarların yeniden hortlayabileceği korkusunu ve endişesini de yaşıyorum.